Sagot :
HASTA HAKLARINA İLİŞKİN AVRUPA STATÜSÜ (ANA SÖZLEŞMESİ)
TEMEL DOKÜMAN
Roma, Kasım 2002
B ÜM 2-HASTALARA AİT ON DÖRT HAK
Bu bölüm on dört maddelik hasta hakları bildirisini ele almaktadır.
Hasta haklarının amacı “insan sağlığının yüksek düzeyde korunmasını” ve
çeşitli ulusal sağlık kurumları tarafından yüksek kalitede hizmetin
verilmesini sağlamaktır.
1.Koruyucu Tedbirlerin Alınması Hakkı-Her bir birey hastalıktan korunmak için uygun tedavi görme hakkına sahiptir.
2.Yararlanma Hakkı-Her birey sağlık ihtiyaçlarının karşılanması için
sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkına sahiptir. Sağlık hizmetleri
herkese eşit olarak verilmeli ve hastalığın türü, zamanı, ikamet yeri
veya mali kaynaklar konusunda ayrım yapılmamalıdır.
3.Bilgi Hakkı-Her birey, kendi sağlık durumu hakkında, mevcut sağlık
hizmetleri ve onlardan nasıl yararlanabileceği konusunda ve tüm bilimsel
araştırma ve teknolojik yenilikler ile ilgili bilgi alma hakkına
sahiptir.
4-Rıza (onay) Hakkı-Kendi sağlığı ile ilgili kararlara iştirak
edebilmesi için (kendi sağlığı ile ilgili kararlar alabilmesi için) her
birey ilgili bilgileri alma hakkına sahiptir. Bu bilgiler bilimsel
araştırmalara katılım dahil olmak üzere herhangi bir işlem ve tedavi
için şarttır.
Sağlık hizmeti verenler ve profesyoneller (meslek sahipleri)
gerçekleşecek herhangi bir ameliyat veya tedaviye ilişkin tüm bilgileri –
riskleri, sıkıntıları, yan etkileri ve alternatif durumları ile ilgili
bilgiler dahil olmak üzere – hastalara vermek zorundadır. Bu bilgi
önceden (en azından 24 saat önce) verilmeli ki hasta durumu konusunda
kendi seçimini yapabilsin.
5-Özgür Seçim Hakkı-Yeterli bilgiye sahip her birey, farklı tedavi
yöntemleri ve tedaviyi verecek kişiler arasında seçim yapma hakkına
sahiptir. Hasta, hangi teşhis ve tedavi yönteminin kullanılacağı ve
doktor, uzman veya hastane seçimi konularında karar verme hakkına
sahiptir. Doktoruna güvenmeyen bir kişi başka bir doktor seçebilir.
6-Özel ve Gizlilik Hakkı-Her birey kişisel bilgilerinin; sağlık
durumu, yapılan teşhis ve tedavi konularında bilginin yanı sıra teşhis
ve tedavi yapılırken veya özel ziyaretlerin gizliliğinin muhafazası
hususunda, gizli tutulmasını talep etme hakkına sahiptir.
7-Hastalarm Vaktine Saygı-Her birey hızlı ve önceden belirtilen süre
içerisinde gerekli tedaviyi alma hakkına sahiptir. Bu hak tedavinin her
aşaması için geçerlidir.
Doktorlar, hastalarına bilgi verme süresi dahil olmak üzere yeterli
zaman ayırmalıdır. 8-Kalite Standartları Hakkı-Kesin standartların uyumu
ve özellikleri kapsamında her birey yüksek kalitede sağlık hizmetinden
yararlanma hakkına sahiptir
9-Güvenlik-Kötü işleyen sağlık hizmetlerinden, tıbbi yanlışlık ve
hatalardan meydana gelen zararlardan her bireyin korunma hakkı vardır.
Hastanın yüksek güvenlik standartlarını karşılayan sağlık hizmetleri ve
tedavilerinden de yararlanma hakkı vardır.
10-Yenilik Hakkı-Ekonomik veya mali durumlardan bağımsız olarak
(gerekçeler dikkate alınmadan) her birey uluslararası standartlara göre,
yeniliklerden -teşhis yöntemleri dahil olmak üzere- yararlanma hakkına
sahiptir.
11-Gereksiz Ağrı/Acı ve Sıkıntıdan Sakınma Hakkı-Her birey
hastalığının her evresinde, mümkün olduğu ölçüde acı ve sıkıntıdan
korunma hakkına sahiptir. Sağlık hizmetleri, bu amaçla hastanın
tedavisinin kolay ve rahat geçmesi için gerekli tedbirleri almalıdır.
12-Kişisel Tedavi Hakkı-Her birey kendi kişisel ihtiyaçlarına göre teşhis ve tedavi programlarını yönlendirme hakkına sahiptir.
13-Şikyet Hakkı-Her bireyin bir zarar gördüğünde şikyette bulunma
hakkı vardır. Sağlık hizmetleri, hastalara sahip oldukları haklar
konusunda bilgi vermelidir. Böylelikle hastalar bir ihlal veya
haksızlıkla karşılaştıklarında bunun yanlış olduğunu fark edip şikyette
bulunabilsin.
14-Tazminat Hakkı-Sağlık tedavisi sırasında fiziksel veya manevi ve
psikolojik zarar gören bireyin kısa bir sürede tazminat alma hakkı
vardır.
Kaynak-http://www.saglik.gov.tr/extras/hastahaklari/haksorumluluk.htm Ana Sözleşmeden kısaltılarak alınmıştır.
DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Dünya Sağlık Örgütüne göre sağlığı tanımlayınız.
2. Ruhsal iyilik hli nedir
3. Sağlıklı birey, sağlıklı toplum kavramından ne anlıyorsunuz
4. Bir toplumun sağlık düzeyini belirleyen en önemli ölçütler nelerdir
5. Sağlığımızı etkileyen etmenler nelerdir
6. Hastalıklardan korunabilmek için hangi sağlık hizmetlerinden yararlanmak gerekir
7. Basamaklı sağlık sistemine göre hastalanan bir kişi önce hangi sağlık kuruluşuna başvurmalıdır
8. Basamaklı sağlık sistemine uymanın yararları nelerdir
9. Rehabilitasyonun önemini açıklayınız.
10. Temel sağlık hizmetleri nelerdir
. SAĞLIK HİZMETLERİ VE YARARLANMA YOLLARI
Genel olarak sağlığın korunması ve hastalıkların tedavisi için
yapılan çalışmalara sağlık hizmetleri denir. Sağlık hizmetleri üç grupta
incelenir.
a. Koruyucu sağlık hizmetleri
b. Tedavi hizmetleri
c. Rehabilitasyon (esenlendirme) hizmetleri.
a. Koruyucu sağlık hizmetleri nelerdir
Koruyucu sağlık hizmetleri, kişiye ve çevreye yönelik hizmetler olarak iki ana gruba ayrılır.
Kişiye yönelik hizmetler; bağışıklama (Resim 1.17), hastalıkların
erken tanı ve tedavisi, ilaçla koruma, beslenmeyi düzenleme, sağlık
düzeyini yükseltme, sağlık eğitimi ve aile planlaması hizmetlerinden
oluşur. Bu hizmetleri, eğitimli sağlık personeli yürütür.
Çevreye yönelik sağlık hizmetleri ise çevrede sağlığı olumsuz yönde
etkileyen etmenleri yok ederek ya da zararsız hle getirerek çevreyi daha
sağlıklı hle getirmeyi amaçlamaktadır. Çevre sağlığı ve besin kontrolü
çalışmaları, bu tür hizmetlerdir. Çevreye yönelik koruyucu hizmetler
veterinerlik, mühendislik, çevre sağlığı teknisyenliği gibi meslek
gruplarının iş birliğini gerektirir.
Kişiyi hastalıklardan korumak için alınan önlemler birincil koruma
adını alır. Birincil korumaya, beslenmenin düzenlenmesi, bulaşıcı
hastalıklardan korunma, kanser araştırmasında erken tanı yöntemleri,
aile planlaması çalışmaları örnek gösterilebilir.
Hastalık belirtileri ortaya çıkmadan ya da hafifken tanılarının
konulması ve tedavilerinin yapılması ikincil koruma adını alır.
Hastalıkların tedavi edilemez dönemden önce teşhis edilmesini ve
ilerlemesinin önlenmesini amaçlar.
Hastalıkların olumsuz sonuçlarının sınırlandırılması ve hastalıklara
bağlı sakatlıkların önlenmesine yönelik çalışmalar ise üçüncül korumayı
oluşturur. Örneğin, bazı eklem hastalıklarında fizik tedavi uygulamaları
ile oluşabilecek kalıcı hizmetlerinin en önemli adımlardandır,
sakatlıkları önlemek mümkündür.
Resim 1.17 Aşılama koruyucu sağlık
Bağışıklama-Bir bulaşıcı hastalığın etkeni veya toksinleri
kullanılarak vücutta o hastalığa karşı direnç oluşturma uygulamalarıdır.
Aile planlaması-Sık doğumları önlemek, istenmeyen gebeliklerden
korunmak için koruyucu ve etkin yöntemler sağlayarak ailelerin
bakabilecekleri ve istedikleri kadar sağlıklı çocuk sahibi olmaları için
gerekli uygulamaların tümü.
b. Tedavi hizmetleri nelerdir
Tedavi, ilaçla ya da diğer tıbbi yöntemlerle hastalıkların
iyileştirilmesi çalışmalarına verilen isimdir. Tedaviye yönelik sağlık
hizmetleri, birinci, ikinci ve üçüncü basamak olmak üzere üçe ayrılır.
Birinci basamak tedavi hizmetleri, hastaların ilk başvurdukları
sağlık kurumlarında ayakta ya da evinde uygulanan sağlık hizmetleridir.
Bu hizmetler ülkemizde sağlık ocakları ve onlara bağlı sağlık evleri ile
hastanelerin poliklinikleri ve muayenehanelerde uygulanmaktadır (Resim
1.18). Sağlık ocaklarınca hizmet götürülen bölge halkı, gerekirse tek
tek taranarak hastalıkların erken tanısı ve tedavisi sağlanır.
Hastanelerde tedavisi gerekenler ise hastaneye sevk edilir.
İkinci basamak tedavi hizmetleri, hastanelerde sunulan sağlık
hizmetleridir. Hastanelerde belli dallarda uzmanlaşmış hekimler çalışır.
Bu sebeple hastanelerin etkin hizmet sunabilmesi için hastaların
öncelikle birinci basamak hizmeti sunan kuruluşlara başvurması gerekir.
Üçüncü basamak tedavi hizmetleri, en gelişmiş sağlık teknoljisinin
kullanıldığı merkezlerde sunulan hizmettir. Ayrıntılı tetkik ve tedavi
yöntemlerinin uygulandığı, yüksek teknolojiye sahip üniversite
hastaneleri ve özel dal hastaneleri (ruh hastalıkları, verem, kanser
vb.) bu basamağı oluşturur (Resim 1.19). Üçüncü basamağın etkin hizmet
sunabilmesi için basamaklı sağlık sistemine tam uyulması gereklidir.
Sağlık hizmetlerinden etkin bir şekilde yararlanmaları için, kişilerin
öncelikle birinci basamağa başvurmaları, burada çözüm bulunamadığı
takdirde, ikinci ve üçüncü basamağa sevkedilmeleri hastanelerdeki
yığılmaları önleyecektir.
c. Rehabilitasyon Hizmetleri nelerdir
Hastalık ve kazalar sonunda sakat kalarak iş gücünü kaybeden
kişilerin sakatlıklarının giderilmesi, bedensel yeteneklerinin
arttırılması, yeni becerilerin kazandırılması, sosyal ve iş uyumunun
sağlanması için yapılan çalışmalara rehabilitasyon hizmetleri denir.
Örneğin; yaralanma sonucu felç olan bir kişinin kendi işini görebilir
hle gelebilmesi, çalışabilmesi, yeniden topluma kazandırabilmesi için
rehabilitasyon gerekir. Rehabilitasyon, tıbbi bakım ve sosyal hizmet
çalışmalarının birlikte yürütülmesini gerektirir. Sağlık hizmetlerinin
etkin olabilmesi için birbirini tamamlayan bir bütün olarak sunulması
zorunludur.
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de öncelikle çözümlenmesi gereken
sağlık sorunları belirlenmiş ve temel sağlık hizmetleri olarak
adlandırılmıştır. Temel sağlık hizmetleri kapsamini giren uygulamalar
şunlardır:
1. Var olan sağlık sorunlarını çözebilme ve kontrol altına alma yöntemlerini içeren halk eğitimi uygulama
2. Uygun bir beslenme sağlama
3. Yeterli ve temiz içme suyu sağlama
4. Çocuk sağlığı hizmetlerini geliştirme
5. Ana sağlığı ve aile planlaması hizmetlerini geliştirme
6. Başlıca bulaşıcı hastalıklara karşı etkili bağışıklama
7. Salgın hastalıklardan koruma ve kontrol yöntemlerini iyileştirme
8. Sık görülen hastalıkların ve yaralanmaların uygun şekilde tedavisi
9. Gerekli ilaçları sağlama
10. Sağlık yönetimini iyileştirme
11. Çevre şartlarını geliştirme
Bu hizmetler, koruyucu ve tedavi edici hekimlik uygulamalarının bir
bütün olarak sunulmasını gerektirir. Temel sağlık hizmeti ilkelerine
göre sağlık, ekonomik ve sosyal kalkınmanın temel öğesidir. Sağlık
hizmetleri, sektörler arası iş birliğini ve ekip hizmetini gerekli
kılar. Sağlık hizmeti herkesin yararlanabileceği biçimde sunulmalı ve
tüm toplumu kapsamalıdır. Bu sebeple sağlık hizmetlerine toplumun da
katkı ve katılımı gereklidir.
Sağlıklı bir toplum, sağlıklı bireylerden oluşur. Toplumların en
önemli zenginliği sağlıklı insan gücüne sahip olmalarıdır. Çünkü
sağlıklı insanlar daha verimli çalışır, daha iyi düşünür, daha çok
üretir, böylece toplumun kalkınmasına yardımcı olurlar. Oysa sağlıksız,
hastalıklı bireylerden oluşan toplumlarda büyük oranda iş gücü kaybı
görülür, toplumsal gelişme yavaşlar. Bireyleri sağlıklı olan uluslar
daha kolay kalkınabilir.
Sağlıklı toplumların oluşmasında bireylerin kendi sağlıklarını koruma
bilincine erişmelerinin büyük önemi vardır. Bu da sağlık konusundaki
eğitim çalışmalarına katılmak ve bilimsel yöntemlerle kendi sağlığını
korumak ile mümkün olabilir.
Atatürk, “Beni Türk hekimlerine emanet ediniz.” sözü ile Türk ulusu
ve hekimlerine olan güvenini dile getirmiştir. Yurt dışında tedavisi
için Türk milletinin her türlü imknından yararlanabileceği hlde,
hastalığının en kötü dönemlerinde bile yurdumuzda kalmıştır. Türk
hekimlerinin, onun sağlığını düzeltmek için her türlü çabayı
göstereceğine yürekten inanarak milletine olan güvenini bir kez daha
kanıtlamıştır.
b. SAĞLIĞA ETKİ EDEN ETMENLER NELERDİR
Sağlığa etki eden etmenleri iki ana grupta inceleyebiliriz. Bunlar, bünyesel ve çevresel etmenlerdir.
i. Bünyesel etmenler
Bünyesel etmenler genetik, metabolik ve hormonal bozuklukları içine
alır. Bazı bünyesel özellikler bazı hastalıklara yakalanma oranında
artışa sebep olabilir.
Genetik özellikler, kalıtım yoluyla geçen hastalıkların ya da
kromozom bozukluklarının ortaya çıkmasına sebep olabilir. Hormonal ve
metabolik bozukluklar da birçok hastalığın oluşmasının sebebidir.
Örneğin; tiroit bezinin düzensiz çalışması ile oluşan guatr (Resim 1.5)
hormonal, iktiyozis (balık pulluluğu hastalığı) (Resim 1.6) genetik,
protein metabolizması bozukluğuna bağlı gut hastalığı metabolik bir
hastalıktır.
Genetik-Canlılardaki kalıtsal karakterlerin ve hastalıkların nesillere nasıl geçtiğini inceleyen bilim dalıdır.
Hormon-iç salgı bezleri tarafından meydana getirilen, difüzyon veya
kan yoluyla vücudun diğer bölgelerine taşınarak belli hücre ve doku
faaliyetleri üzerinde etkili olan maddelere hormon denir.
Resim 1.7 Çöpler bazı hastalıkların ortaya çıkmasını kolaylaştırır.
ii. Çevresel etmenler
Çevre, doğrudan hastalık sebebi olabileceği gibi bazı hastalıkların
oluşmasını kolaylaştırabilir ya da bazı hastalıkların gidişini ve
sonucunu etkileyebilir (Resim 1.7). Çevresel etmenleri şöyle
sınıflandırabiliriz:
— Fiziksel etmenler (sıcak, soğuk, ışık vb.)
— Kimyasal etmenler (kanser yapıcı maddeler, zehirler vb.)
— Temel madde eksiklikleri (elzem amino asitler, vitaminler, mineraller vb.)
— Biyolojik etmenler (parazitler, mantarlar, mikroorganizmalar vb.) (Resim 1.8)
— Psikolojik etmenler (ruhsal zorlanma, stres vb.)
— Sosyal, kültürel ve ekonomik etmenler
Amino asitler-Proteinlerin yapı birimleridir. Yirmi çeşit amino asit
bulunmaktadır. Vücutta yapılamayan ve dışarıdan alınması gereken amino
asitlere elzem (temel) amino asitler denir.
Stres-Ameliyat şoku, travma, soğuk hava, heyecan vb. etkenlerin
organizmada, iç organlarda ve metabolizmada oluşturduğu bozukluklar.
Resim 1.8 Bağırsak parazitlerinden tenya
Çevresel etmenlerden biyolojik ve fiziksel etmenler daha ayrıntılı olarak incelenecektir.
Biyolojik etmenler-Kişinin çevresinde bulunan bütün canlılar ve bu
canlılara ait ürünler biyolojik çevreyi oluşturur. Biyolojik çevreyi beş
ana öğede incelemek mümkündür. Bunlar;
a. Mikroorganizmalar,
b. Vektörler,
c. Bitkiler,
d. Hayvanlar ve insanlar,
e. Hayvansal ve bitkisel besinlerdir.
Biyolojik çevreyi oluşturan öğeler kısaca aşağıdaki gibi açıklanabilir.
a. Mikroorganizmalar-Çevrede her yerde yaygın olarak bulunan tek
hücreli canlılardır. Mikroorganizmalar insana etkileri yönünden;
yararlı, zararlı ve ne yararlı ne de zararlı etkileri olanlar şeklinde
gruplanır. Yararlı mikroorganizmalara örnek olarak insan sindirim
sisteminde yer alarak B vitamini emiliminde rol oynayan ve K vitamini
sentezini sağlayan bakteriler sayılabilir. Zararlı mikroorganizmalara
ise hastalık yapan bakteri (Resim 1.9) ve virüsler örnek olarak
verilebilir.
Mikroorganizmaların insan sağlığına zararlı olanlarını yok etmek veya
zararlarından korunmak gereklidir. Bu amaçla kullanılan yöntemler yeri
geldikçe açıklanacaktır.
b. Vektörler-Hastalık yapan mikroorganizmaları insanlara taşıyan
eklem bacaklılar ve kemiricilere vektörler denir. Vektörlere örnek
olarak sivrisinek, tahtakurusu, bit, pire, kene gibi eklem bacaklılar
ile fare gibi kemiriciler verilebilir.
Farelerin (Resim 1.10) üzerinde yaşayan pirelerden kaynaklanan veba,
bitlerden kaynaklanan tifüs, anofel cinsi sivrisineklerle bulaşan sıtma
gibi hastalıklar tarihin çeşitli dönemlerinde büyük felaketlere yol
açmıştır. Örneğin Birinci Dünya Savaşında Kafkas Cephesinde, bitlerin
yol açtığı tifüs salgını sebebiyle Türk ordusu büyük kayıplar vermiştir.
Resim 1.10 Farelerin taşıdığı pireler veba hastalığına yol açabilir.
c. Bitkiler-Hayvanlar alemindeki bütün canlıların yaşamı bitkilere
bağlıdır (Resim 1.11). Besin zincirinin ilk halkasını oluşturan bitkiler
ayrıca oksijen kaynağıdır. Dünyanın ekolojik dengesinin korunmasında
bitkilerin önemli rolü vardır. Ancak bazı bitkilerin zehirli etkileri
görülür. Bazıları da uyuşturucu maddelerin elde edilmesinde kullanıldığı
için sağlık üzerine zararlı etkileri bulunmaktadır.
Hijyen-Sağlığın korunması ve geliştirilmesi için sağlıkla ilgili
bütün bilgilerin bir arada bulunduğu bilimdir. Hijyen birçok dala
ayrılır. Bunlardan besin hijyeni, besin maddelerinin üretimden
tüketimine kadar sağlığa uygun şartlarda bulunmasının amaçlayan bilgi ve
çalışmaların tümünü kapsayan bir kavramdır.
d. Hayvanlar ve insanlar-Besin ve güç kaynağı olarak insanlara birçok
yararı olan hayvanlar (Resim 1.12), çeşitli hastalıklara sebep
olabilir.
İnsan ve hayvanların ortak hastalıklarına zoonoz adı verilir (şarbon,
brusella gibi). Bu hastalıklar, hayvan et ve derilerine temasla,
etlerinin yenmesi, süt ve süt ürünlerinin kullanılmasıyla bulaşabilir.
Hayvan ısırıkları ile kuduz bulaşabilir. Zoonotik hastalıklarla savaşta
özellikle evcil hayvanların sağlığının korunması ve başıboş hayvanların
kontrolü çok önemlidir. Çevremizde bulunan yılan, akrep, zehirli
böcekler zehirlerini vücuda akıtarak, vahşi hayvanlarsa saldırarak zarar
verebilirler. Çevremizdeki insanlar da hastalık bulaştırarak, kazalara
sebep olarak, çevreyi kirleterek insan sağlığını olumsuz
etkileyebilirler.
e. Hayvansal ve bitkisel besinler-Bitkisel ve hayvansal besinler
çevrenin önemli bir öğesini oluşturur, insanlar için enerji kaynağı ve
temel yapı taşlarını sağlayan besinlerin hastalıklara sebep olmayacak
nitelikte, temiz ve besin değeri yüksek olması gerekir. Besinlerin uygun
şartlarda üretilmesi, saklanması ve kullanılma bölgelerine sağlıklı
şartlarda iletilmesi için yapılan uygulamalara besin hijyeni denir.
Tifo, kolera, çocuk felci, sarılık (hepatit A) ve besin zehirlenmeleri
besinler yoluyla bulaşan hastalıklardır. Bu hastalıkların önlenebilmesi
için besin hijyeni kurallarına uyulmalıdır.
Fiziksel etmenler-İnsan sağlığını ve iş verimini etkileyen başlıca fiziksel etmenler şunlardır:
a. Su
b. Çöpler ve gübreler (Resim 1.13)
c. Gürültü (Resim 1.14)
d. Lağım ve pis sular (Resim 1.15)
e. Barınak şartları (Havalandırma, ısıtma, aydınlatma vb.)
f. İklim şartları (Nem, ısı, hava basıncı vb.)
g. Hava
h. Işık
i. Radyasyon
j . Giyim eşyaları
k. Kamuya açık yerler (sinema, yemekhane, taşıtlar vb.) (Resim 1.16)
l . İş yeri ve çalışma şartları
m. üler ve mezarlıklar
Yukarıda sıraladığımız fiziksel çevreyi oluşturan ve sağlığımızı
etkileyen pek çok etkeni olumlu duruma getirebilmek insanoğlunun
elindedir. Basit kurallara uyulması insan sağlığının korunmasında çok
önemli yer tutar.
2. SAĞLIĞA ETKİ EDEN ETMENLER VE SAĞLIĞIN ÇÜLEBİLİRLİĞİ
a. Sağlık ölçülebilir bir kavramdır
Sağlıkla ilgili sorunları çözebilmek, bu konu ile ilgili planları
yapabilmek ve sağlık hizmetlerini değerlendirebilmek için konu ile
ilgili objektif ve sayısal değerlere gerek vardır. Bu değerlere sağlık
ölçütleri denir.
Sağlık ölçütlerinin belirlenmesi düzenli sağlık kayıtlarının
tutulmasına bağlıdır. Sağlık ölçütlerinin bir bölümü ölüm olaylarını,
yaşa, cinsiyete, sebebe göre belirler. Bir bölümü ise hastalıkların
görülme hızlarını belirlemede kullanılır. Ayrıca doğurganlık hızı,
tedavi hizmetleri, çevre sağlığı yönetimi, sağlıklı insan gücü gibi
konularda da çeşitli ölçütler kullanılır. Tüm bu ölçütler, çeşitli
ülkelerin sağlık düzeylerinin karşılaştırılmasına imkn sağlar. Ayrıca
sağlık hizmetlerinin değerlendirilmesine, toplumların sosyal ve ekonomik
düzeylerinin belirlenmesine de yardımcı olur.
Bir ülkenin sağlık düzeyini gösteren ölçütler arasında en önemli olanları;
Ana ölüm hızı,
Bebek ölüm hızı,
Kaba doğum hızı,
Kaba ölüm hızı,
Nüfus artış oranıdır.
Sağlık hizmetleri açısından bir toplumda, doğurgan çağdaki (15-49
yaşları arasındaki) kadınlara ana denir. Buna göre ana kavramı, çocuğu
olsun olmasın bu dönemdeki tüm kadınları kapsamaktadır. 0-12 ay
arasındaki çocuklar ise bebek adını alır (Resim 1 .4). Sağlığını yitirme
riski çok yüksek olan bu iki grupla ilgili ölçütler, bir ülkenin
gelişmişlik düzeyini belirlemede çok önemlidir. Çünkü ana ve bebek ölüm
hızlarını arttıran etkenlerin büyük çoğunluğu, düzenli bir sağlık
hizmeti verilmesi ile önlenebilecek özelliktedir.
Ana-Toplumda 15-49 yaşları arasında doğurgan çağdaki kadınlara kısaca ana denir.
Bebek-0-12 ay arasındaki çocuklara bebek adı verilir.
Ana ölüm hızı; bir yıl içinde gebelik, doğum ve lohusalık sebebiyle
meydana gelen 15-49 yaş arası kadın ölümleri sayısının, aynı yıldaki
canlı doğum sayısına oranının on bin veya yüz bin ile çarpımıdır. Ana
ölüm hızı, gelişmiş ülkelerde daha düşük, az gelişmiş ülkelerde daha
yüksektir.
Bebek ölüm hızı; bir yıl içinde canlı doğup 365 gününü tamamlamadan
ölen bebek sayısının, o yıl içinde meydana gelen canlı doğum sayısına
oranının bin ile çarpımıdır. Ana ölüm hızında olduğu gibi, bebek ölüm
hızı da gelişmiş ülkelerde düşük, az gelişmiş ülkelerde yüksektir.
Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre ülkemizde 2005 yılında bebek
ölüm hızı bin doğumda 24′tür.
Kaba doğum hızı; bir toplumda bir yılda meydana gelen canlı doğum
sayısının, aynı toplumun yıl ortası nüfusuna oranının binle
çarpılmasıyla bulunur. Ülkemizde 2005 yılında kaba doğum hızı binde
20′dir.
Kaba ölüm hızı; bir toplumda bir yılda meydana gelen toplam ölüm
sayısının, aynı toplumun yıl ortası nüfusuna oranının binle çarpımı ile
bulunur. En sık kullanılan, en kolay elde edilen ölçüttür. Ülkemizde
2005 yılında kaba ölüm hızı binde 7′dir.
Nüfus artış oranı; bir toplumda bir yıl içinde meydana gelen canlı
doğumların sayısından, ölümlerin sayısının çıkarılması ile bulunan
sayının, aynı toplumun yıl ortası nüfusuna oranının bin ile
çarpılmasıyla bulunur. Türkiye için nüfus artış oranı 2005 yılında binde
16′dır.
Dünyanın fakir ülkelerinin çoğu yüksek kaba doğum ve kaba ölüm
hızlarına sahiptir. Bu ülkeler aynı zamanda yaşam beklentisinin düşük
olduğu ülkelerdir. Ülkemizin nüfusla ilgili bazı göstergelerinin diğer
ülkelerle karşılaştırması Tablo 1.1′de verilmiştir.
Kişi ve toplumların sağlık düzeyini, sosyal ve ekonomik faktörler ile
çevre şartları belirler. Kişilerin hastalıkları, sadece kendilerini
değil, ailesinden başlayarak tüm toplumu etkiler. Bu sebeple sağlıkla
ilgili olarak yapılan harcamalar da kişi ve toplumun sağlık düzeyini
gösteren ölçüttür.
Ülkeler Kaba Doğum Hızı (binde) Kaba ölüm hızı (binde) Nüfus artış
oranı (binde) Yaşam beklentisi (yıl) Kişi başına düşen millî gelir (ABD
Doları)
Japonya 9 8 2 82 38.980
İngiltere 11 10 3 79 37.600
Almanya 8 10 3 79 34.580
Türkiye 20 7 16 69 4.710
Hindistan 23 9 17 64 720
Pakistan 30 8 23 64 600
Etiyopya 40 16 28 48 110
Tablo 1.1 Türkiyenin nüfusla ilgili birkaç göstergesinin bazı ülkelerle karşılaştırması (Kaynak-UNICEF, 2005)
Sağlık hizmetlerine verilen önemin, hayat standardını yükseltmede,
yaşama süresini uzatmada ve ülke ekonomisini geliştirmede büyük önemi
vardır. Çünkü hastalanan ve ölen insanlar, toplum için kayıptır. Bir
toplumun en büyük zenginliği sağlıklı ve iyi yetişmiş bir insan gücüne
sahip olmasıdır. Sağlığa yapılan yatırımlar üretim ve katkı gücü yüksek
insanlar yaratmayı amaçlar. Bu sebeple sağlık harcamaları bir masraf
değil, insan gücüne yapılan yatırımdır. Mustafa Kemal Atatürkün “Sağlam
kafa, sağlam vücutta bulunur.” sözü, sağlıklı olmanın, insan niteliğini
yükseltici etkisini vurgulamaktadır. Bu söz, bedenen sağlıklı olan
insanların ruhen de sağlıklı olabileceğini özetlemektedir.
1. SAĞLIĞIN TANIMI NEDİR
Sağlık, mutlu bir hayatın en önemli şartıdır. Sağlık olmadan ne
başarı, ne zenginlik ne de güç hiç bir değer taşımaz. Sağlıklı olmak
tarih boyunca tüm insanlar için en büyük zenginlik olarak kabul
edilmiştir. Osmanlı Padişahı Kanunî Sultan Süleyman (Resim 1.1); “Halk
içinde muteber bir nesne yok devlet gibi; Olmaya devlet cihanda bir
nefes sıhhat gibi”. sözleri ile sağlığın önemini vurgulamaktadır.
Böylece halk arasında, bir devleti yönetecek güce sahip olmanın çok
değerli görüldüğünü, ama sağlık içinde bir nefes almanın en önemli güç
olduğunu belirtmektedir. Sağlığın tüm nimet ve zenginliklerden daha
üstün olduğunu dile getirmektedir. Sağlık kavramı, toplumların kültürel
özelliklerine göre farklılık göstermektedir. Birçok toplumda bir
hastalık ya da şikyetin olmaması sağlıklı olmak olarak kabul
edilmektedir. Bazen de bir toplumda çok sık görülen bazı hastalıklar
olağan kabul edilerek, bir sağlık sorunu olarak algılanmazlar. Örneğin;
kırsal kesimde sık görülen bitlenme ve bağırsak parazitleri (Resim 1.2),
Güneydoğu Anadoluda sık görülen şark çıbanı hastalık olarak
algılanmamaktadır. Oysa insan her yerde insandır. Sağlıkla ilgili
sorunların tespiti ve çözümüne ait yöntemlerin bulunabilmesi için
evrensel tanımlara gerek vardır. Bu amaçla Dünya Sağlık Örgütü
(WHO-World Health Organization) sağlığı şöyle tanımlamıştır-Sağlık,
sadece hasta veya sakat olmamak değil, bedenen, ruhen ve sosyal
yönlerden tam bir iyilik hlidir. Tüm dünya ülkelerinde kabul edilen bu
tutumda geçen kavramları açıklamak yerinde olacaktır.
Hastalık, organizmada birtakım değişikliklerin ortaya çıkması sonucu
fizyolojik görevlerin yerine getirilememesi ya da ruh sağlığının
bozulması durumudur. Sakatlık, vücudun duyu organları ya da uzuvlarından
birinde, kaza veya hastalıklar sonucu meydana gelen fonksiyon kaybıdır.
Hasta ya da sakat olmama hli bedensel iyilik hli olarak tanımlanır.
Kişinin tam sağlıklı olabilmesi için bedenen hasta veya sakat olmaması
yetmemektedir, ruhen de sağlıklı olması gerekir. Ruhen sağlıklı bir
kişi, kendisi ve çevresi ile dengeli ve uyumlu olmalı, güçlüklerle
mücadele edebilmeli, yeni durumlara uyabilmelidir. Başarılarından
mutluluk duyabilen, üzüntü ve sıkıntılarını giderebilme gücünü kendinde
gören kişiler ruhen sağlıklı sayılabilirler.
Verem (Tüberküloz):
Birçok doku ve organa yerleşebilen bulaşıcı bir hastalıktır.
Özellikle akciğerlerin Koch (Koh) basiliyle meydana gelen hastalığıdır.
Hava yoluyla ve tükürük damlacıklarıyla, balgamla, hastanın eşyalarıyla
bulaşır. amini*, güneş ışığı almayan ortamlarda uzun süre yaşayabilir.
Beslenme yetersizlikleri, gece hayatı, alkol, sigara gibi etkenler
hastalanmayı kolaylaştırır. Korunmada BCG aşısı kullanılmaktadır.
Sosyal yönden iyilik hli dendiğinde kişinin ailesi, akrabaları,
okulu, ekonomik kazanç elde edebilecek bir iş sahibi olması, iş çevresi,
meslektaşları ile olumlu ve yapıcı ilişkiler kurabilmesi, uygun
şartlarda yaşaması anlaşılır. Sosyal bir varlık olan insan, çevresindeki
kişi ve olaylarla sürekli ilişki ve etkileşim içindedir. , Dolayısıyla
bu olaylar ve kişiler sağlığı etkiler. Toplum hayatının etkileri ile
gelişen verem gibi bazı hastalıklara (Resim 1.3) bu sebeple “sosyal
hastalıklar” denir. Bu hastalıklar düşük sosyoekonomik şartlarda, çok
çocuklu ailelerde, eğitimsiz, kötü çevre şartlarında yaşayan, iyi
beslenemeyen kişilerde daha sık görülür. Bu sebeple sağlıkla ilgili
olarak biyolojik ve fiziksel etkenlerin yanı sıra sosyal olaylar da
değerlendirilmelidir.
İnsan sağlığını değerlendirebilmek için insanı, çevresi ile birlikte
düşünmek gerekir. Çevre şartlarının iyi ya da kötü olması, büyük ölçüde
orada yaşayanların kültür düzeyi ve ekonomik güçlerine bağlıdır. “Akan
su pislik tutmaz” gibi yanlış inanışlar ve bazı alışkanlıklar toplumun
kültürel düzeyi ile bağlantılıdır. Yerleşim yerlerine temiz su
getirilmesi, atıkların yok edilmesi gibi sorunların çözümü ise parasal
ve teknik güce dayanır. Yani bir toplumun sağlıklı olabilmesi, kültürel
ve ekonomik durumu ile yakından ilişkilidir.
ÜNİTE I SAĞLIK KAVRAMI
KONULAR
Sağlığın Tanımı
Sağlığa Etki Eden Etmenler ve Sağlığın çülebilirliği
Sağlık Hizmetleri ve Yararlanma Yolları
HAZIRLIK ÇALIŞMALARI
1. Çevrenizdeki Kültür ve eğitim düzeyleri farklı birkaç kişiye,
sağlıklı insanda bulunması gereken özellikleri sorarak, aldığınız
bilgileri bir yere not ediniz. Bu bilgileri sınıf içinde tartışınız.
2. Çevrenizdeki sağlık ile ilgili batıl inançları ve tıp dışı uygulamaları araştırarak yazınız.
3. Toplum kalkınmasında sağlığın etkisini araştırınız.
4. Eğitim ile sağlık arasında nasıl bir ilişki vardır. Açıklayınız.
Thank you for visiting our website wich cover about Sağlık. We hope the information provided has been useful to you. Feel free to contact us if you have any questions or need further assistance. See you next time and dont miss to bookmark.