when while ile ilgili 20 cümle kur

 



Sagot :

I don't want to be bothered, while I'm recording. --> Kayıt yaparken, rahatsız edilmek istemiyorum.

You are going to post office. While you are there, can you get me some stamps? --> Postaneye gidiyorsun. Oraya gitmişken / Sen oradayken, bana bir kaç pul getirir misin?

While waiting, he felt asleep. --> Beklerken uyuyakaldı.

He gets 10.000 $ per month, while I get the half of it. --> O, ayda 10.000 dolar kazanıyor, ben o sürede yarısını kazanırken.

The man looked to the monument for a while. --> Adam bir süre anıta baktı.

Could he see the face of tall girl in a little while? --> Uzun boylu kızın yüzünü kısa bir anda görebildi mi?

While we were not at home, the natural gas exploded in our kitchen. --> Biz evde yokken, mutfağımızda doğal gaz patladı.

Please take care of my home, while I'm away. --> Ben uzaktayken, lütfen evime dikkat edin.

While there is life there is hope. --> Hayat varsa, orada umut da vardır.

While in Paris, I visited Eifel tower. --> Paris't iken Eifel Kulesi'ni ziyarte ettim.

The company has expanded successfully while winning numerous awards for quality of service. --> Şirket, sayısız ödül kazanırken, başarıyla büyüdü.

While analyzing the data, an error occurred. --> Veriyi analiz ederken, hata oluştu.

Please sit down while you tell me something. --> Bana bir şey anlatırken, lütfen otur.

I do not drink alchohol while wathing film on TV. --> Televizyonda film izlerken alkol almam.

Life is what happens to you, while you are busy making plans about it. --> Hayat, sen onun üzerine planlar yapmakla meşgulken, senin başına gelenlerdir / ne geldiğidir.

While market prices are rising, inflation can not be steady. --> Pazar fiyatları artarken, enflasyon durağan olamaz.

While the cat is away, the mice will play. --> Kedi uzakta iken, fare oynayacak.

Aşağıda "while" ile yapılmış yeterli sayıda while cümleleri örneklerini bulacaksınız:

I don't want to be bothered, while I'm recording. --> Kayıt yaparken, rahatsız edilmek istemiyorum.

You are going to post office. While you are there, can you get me some stamps? --> Postaneye gidiyorsun. Oraya gitmişken / Sen oradayken, bana bir kaç pul getirir misin?

While waiting, he felt asleep. --> Beklerken uyuyakaldı.

He gets 10.000 $ per month, while I get the half of it. --> O, ayda 10.000 dolar kazanıyor, ben o sürede yarısını kazanırken.

The man looked to the monument for a while. --> Adam bir süre anıta baktı.

Could he see the face of tall girl in a little while? --> Uzun boylu kızın yüzünü kısa bir anda görebildi mi?

While we were not at home, the natural gas exploded in our kitchen. --> Biz evde yokken, mutfağımızda doğal gaz patladı.

Please take care of my home, while I'm away. --> Ben uzaktayken, lütfen evime dikkat edin.

While there is life there is hope. --> Hayat varsa, orada umut da vardır.

While in Paris, I visited Eifel tower. --> Paris't iken Eifel Kulesi'ni ziyarte ettim.

The company has expanded successfully while winning numerous awards for quality of service. --> Şirket, sayısız ödül kazanırken, başarıyla büyüdü.

While analyzing the data, an error occurred. --> Veriyi analiz ederken, hata oluştu.

Please sit down while you tell me something. --> Bana bir şey anlatırken, lütfen otur.

I do not drink alchohol while wathing film on TV. --> Televizyonda film izlerken alkol almam.

Life is what happens to you, while you are busy making plans about it. --> Hayat, sen onun üzerine planlar yapmakla meşgulken, senin başına gelenlerdir / ne geldiğidir.

While market prices are rising, inflation can not be steady. --> Pazar fiyatları artarken, enflasyon durağan olamaz.

While the cat is away, the mice will play. --> Kedi uzakta iken, fare oynayacak.