Şiir ve şair arasındaki ilişki..Açıklamalı istiyorum boş bırakanı şikayet ederim. 



Sagot :

ŞAİR ve ŞİİR

 

 

Şiir, edebi sanatların en eski ve etkili dalıdır. İnsanlar estetik duyguları şiir yoluyla ortaya koyarken aynı zamanda sorunları da kendilerince dile getirme şansını yakalamış olurlar.

Güzellikleri, ruhların gizemini, şiiri kullanarak aktarmak insanoğlunu hep mutlu etmiştir. Bu nedenle şair ile şiiri anlamak ve onu tanımak için yazıldığı dönemi, mekânı, sosyal çevreyi iyi bilmek gereklidir.

İlham atlıdır. Dörtnala hızla gelir. Onunla doğru yerde buluşamazsanız geçer, gider. Buluşma zamanını iyi ayarlamak gerek … Doğru zamanda esiniyle buluşan, yerinde değerlendirebilen şair başarılı olur.

 Buluştuğu duygularla bütünleşen şair, kesinlikle özgür olmalı. Tüm ön yargılardan arınmış, düşünceyi çevreleyen duvarları ortadan kaldırmış şair, gerçek şiirleri okuyucusuna ulaştırabilir. Diğerleri ise şiir yazdığını zanneder.

Yüreğini, beynini ve kalemini ideolojisinin, bağlı olduğu dünya görüşünün emrine verenler, şiir yazdığını düşünerek avunurlar.

Oysaki yazdıkları o anda gündeme dair olabilir. Çok uzun zaman geçmeden insanların ihtiyaçlarına cevap veremediği için bir kenara atıldığını görür. Şair yazdıklarının kalıcı olmasından haz duymalıdır. Gelip geçici hevesler, günlük ihtiyaçlar gibidir. Kullanır atarsınız. Elbette o da yaşamın devamı için gereklidir, asla yadsınamaz.

Şair ile şiirleri arasındaki ilişki çok önemlidir. Şiirinde kendi ruhunu taşıyan izler olmalıdır. Çıkan eser buram buram şairinin kokusunu yaymalıdır gönüllere.

 

Yoksa yüzyıllar öncesi yazan şairlerin bugün bile okunuyor, anlaşılıyor olmasını nasıl izah edebiliriz?

Dünya ile ilgili tüm sınırlar şairi yorar, kısırlaştırır. Şair, ‘Ne derler’ diye düşündüğü anda şiir de şair de orada biter.

Şiir okuyucuları bilmelidirler ki şairler, hayatı her yönüyle kavrar ve ona tüm yönleriyle şahitlik ederler. Kendilerini hangi mevsime uygun görürlerse görsünler hayatlarını tek yönlü yaşayamazlar. İçinde bulundukları mevsimi doyasıya yaşarken başka mevsimlere de tanıklık etmek onların kaçınılmaz görevleri olmalıdır. 

Şair, böylece etrafında dönüp duran dünyayı içine çeker. Kendince dünyevi ve uhrevi konuları değerlendirirken kelimelerle oynar. Dil içinde dil arar. Düzen ve estetik kaygısıyla mısralarda beslediği iç dünyasını, bütün iklimlere göğüs gererek dağıtmaya başlar. Yeni bir dünya doğmuş ve nihayet şiir, okuyucularıyla kucaklaşmıştır.

 Yaşamak artık bambaşka bir tattır... Şiir için, şiir adına, şiirle dolu sayfalarda ve şiir tadında…

Şiir ile Şair arasındaki İlişki Nedir?

İçinde şair duyguları taşıyan, bazen bir şiirde yaşamı dile getirebilen bir şairin anlayabileceği bir soru cümlesi kanaatimce. (Resimde bir şiirdir.) 

Şair değilim en azından şair olduğumu sanmıyorum. Şiir bilgim çok zayıf. Nefi, Fuzuli düşününce kendime şiar gözüyle bakmak oldukça komik geliyor. 

Başlıkta sorulan soruya benim cevabım: Şiirler şairlere yazdırılır. Şairin şiir için tek yapması gereken o duygulara erişmektir. Şiiri yazarken şairin tek yapması gereken seçimeyi bir kenara bırakmak, işi kaleme havale etmektir. 

Şairlerin şiir yazarken epey uğraştıklarını anlatanlar olabilir. Bunun neticeyi değiştirir nitelikte olduğunu iddia edemeyiz. Şiir bütünlüğü içinde şair bir kelimenin üzerinde durmuş düşünmüşse de şiir şaire aittir diyemem. 
Hatta bu çaba sonucu şiir istenen seviyenin altında kalacaktır