Bir SAnatçının Hayatı Kısa Ve Öz Olsun....



Sagot :

Yaşar Kemal

Türkiye'de yetişen en büyük yazarlardan biridir. Asıl adı Kemal Sağdıkgöğçeli[1]'dir. 1923 yılında Osmaniye'nin Hemite(Gökçedam) köyünde dünyaya geldi.İlkokulu Kadirli Cumhuriyet İlkokulu'nda okudu.Ortaokul yılları Adana'da geçti. Tarlalarda ırgatlık, amelebaşılık, pirinç tarlalarında su bekçiliği, arzuhalcilik, öğretmenlik, kütüphane memurluğu gibi işlerde çalıştı. Bu arada "Ülke", "Kovan", "Millet", "Beşpınar" dergilerinde şiirleri görüldü.
1940’lı yıllarda Adana’da çıkan Çığ dergisi çevresindeki yazar ve aydınlarla ilişki kurdu ve şiirleri o dergide de yayımlanmaya başladı. Abidin Dino ve ağabeyi Arif Dino ile kurduğu yakınlık onun düşünce ve edebiyat dünyasının gelişimini etkiledi.
Ramazanoğlu Kütüphanesi’nde çalıştığı dönemde Orhan Kemal’le tanıştı. İlk öyküleri “Bebek”, “Dükkâncı”, “Memet ile Memet” 1950’lerde yayımlandı. İlk öyküsü “Pis Hikâye”yi ise 1944’te Kayseri’de askerliğini yaparken yazdı.
1951 yılında İstanbul'a yerleşerek, Cumhuriyet Gazetesi' nde fıkra ile röportaj yazarlığı yapmaya başladı. "Dünyanın En Büyük Çiftliğinde Yedi Gün" başlıklı röportajıyla Gazeteciler Cemiyeti Özel Başarı Armağanı'nı kazandı. O yıllarda öyküleriyle de ilgi çeken sanatçının 1952 yılında "Sarı Sıcak" adlı öykü kitabı yayımlandı. İlk romanı "İnce Memed" 1955 yılında çıktı. 1955-1984 yılları arasında öykü, roman, röportaj ile makalelerinden oluşan 33 kitabı yayımlandı.
Yaşar Kemal, ilk romanı "İnce Memed" ile 1955 yılında Varlık Roman Armağanı'nı kazandı. 1974 yılında "Demirciler Çarşısı Cinayeti" adlı yapıtı, Madaralı Roman Ödülü' nü aldı. "Yer Demir Gök Bakır" Fransa'da 1977 yılında, Edebiyat Eleştirmenleri Sendikası tarafından yılın en iyi yabancı romanı seçildi. "Binboğalar Efsanesi" 1979 yaz dönemi için Büyük Edebiyat Jürisi tarafından seçilen kitaplar arasında yer aldı. 1982 yılında uluslararası Del Duca Ödülü' ne değer görülen Yaşar Kemal, 1984 yılında Fransa' nın Légion D'Honneur nişanını aldı.
Yapıtlarında Torosları, Çukurova'yı, Çukurova insanının acı yaşamını, ezilişini, sömürülüşünü, kan davasını, ağalık ile toprak sorununu ortaya koyan yazarın betimlemeleri yapıtlarının en önemli özelliğidir. 39 dilde yayımlanmış olan kitaplarıyla, dünya yazınında çok önemli bir yere sahiptir.
İspanyol göçmeni Mandil Paşa'nın torunu Tilda ile evliydi.


Ödülleri

1955 Gazeteciler Cemiyeti Başarı Armağanı (“Dünyanın En Büyük Çiftliğinde Yedi Gün” adlı röportaj dizisi ile) 1956 Varlık Roman Armağanı (İnce Memed ile) 1966 İlhan İskender Armağanı (Teneke’den aynı adla uyarlanan oyunu ile) 1966 Uluslararası Nancy Tiyatro Festivali Birincilik Ödülü (“Teneke” oyunu ile) 1974 Madaralı Roman Armağanı (Demirciler Çarşısı Cinayeti ile) 1977 Fransa Eleştirmenler Sendikası En İyi Yabancı Roman Ödülü (Yer Demir Gök Bakır ile) 1978 Fransa’da En İyi Yabancı Kitap Ödülü (Ölmez Otu ile) 1979 Fransa “Büyük Jüri” En İyi Kitap Ödülü (Binboğalar Efsanesi ile) 1982 Uluslararası Cino Del Duca Ödülü 1984 Fransız Legion d’Honneur Ödülü Commandeur payesi 1984 TÜYAP Kitap Fuarı Halk Ödülü 1985 Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü 1986 Orhan Kemal Roman Ödülü (Kale Kapısı ile) 1988 TÜYAP Kitap Fuarı Halk Ödülü 1988 Fransa Kültür Bakanlığı Commandeur des Arts et des Lettres Nişanı 1991 Fransa Strasbourg Üniversitesi Onur Doktorası 1992 11. TÜYAP Kitap Fuarı Onur Yazarı 1992 Antalya Akdeniz Üniversitesi Onur Doktorası 1993 Kültür Bakanlığı Büyük Ödülü 1994 Mülkiyeliler Birliği Rüştü Koray Armağanı 1995 Morgenavissen Jylaand-Pösten Ödülü (Danimarka) 1996 Türkiye Yayıncılar Birliği Düşünce Özgürlüğü Ödülü 1996 Kanın Sesi ile Akdeniz Yabancı Kitap Ödülü (Perpignan, Fransa) 1996 VIII Katalunya Uluslararası Ödülü (Barcelona, İspanya) 1996 Lillian Hellman/Dashiell Hammett Baskıya Karşı Cesaret Ödülü, İnsan Hakları İhlallerini İzleme Örgütü, New York 1997 Toplu eserleri için Premio Internazionale Nonino Ödülü, İtalya 1997 Kenne Vakfı Düşünce ve Söz Özgürlüğü Ödülü (Uppsala, İsveç) 1997 Norveç Yazarlar Birliği ödülü, Wole Soyinka ile ortak 1997 Frankfurt Kitap Fuarı Alman Yayıncalar Birliği Ödülü 1998 Frei Üniversitesi Berlin Fahri Doktora 1998 Bordeaux Yayıncılar Birliği Yabancı Edebiyat Ödülü 2002 Bilkent Üniversitesi Fahri Doktora 2003 Z. Homerus Şiir Ödülü 2003 Savanos Ödülü (Selanik) 2003 Türkiye Yayıncılar Birliği Yayıncılık Emek Ödülü. 2008 Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük ödülü


Eseri İnce Memed

Anadolu halkının geri kalmışlığı, cahil bırakılmışlığı, köy hayatının sefaleti ve ağaların tüm yöreye tamamen hakim olması üzerine bu duruma karşı bir isyan öyküsüdür


Kaynak: http://www.msxlabs.org/forum/soru-cevap/219865-bir-sanatcinin-hayati-ve-eseri-hakinda-bilgi-verir-misiniz.html#ixzz2G4t9m8bL

Aşık Veysel ŞATIROĞLU
Aşıklık geleneğinin unutulmaya yüz tuttuğu bir zamanda ortaya çıkan ve 20. yüzyıl Türk Halk Şiirinin önde gelen siması olarak kendini kabul ettiren Aşık Veysel Şatıroğlu, 1894 yılında Sivas İli Şarkışla İlçesinin Sivrialan Köyünde Dünyaya gelmiştir. Babası Karaca Ahmet, Annesi Gülizar Hatundur. Yedi yaşına kadar akranları gibi sağlam ve gürbüz olan Veysel bu yaşta yakalandığı çiçek hastalığı sonucu sol gözünü kaybeder. Hastalıktan etkilenen sağ gözüne perde iner. Bu gözü ile nisbeten görebilirken, sağım esnasında annesini beklemekteyken ineğin vurması sonucu sağ gözünü de tamamen kaybeder.

Karanlık ve ızdırapla tanışan Veyseli düştüğü boşluktan kurtarmaya çalışan Baba Karaca Ahmet, oğlunu 10 yaşında bağlama ile tanıştırır. İlk dersini köylüleri Molla Hüseyinden daha sonra da baba dostu Çamşıhlı Ali Ağadan alan Veysel 1933 yılına kadar Pirsultan Abdal, Aşık Kerem, Karacaoğlan, Yunus Emre ve Emrah gibi tanınmış ustaların eserlerini çalıp söyler. Yıllar geçmektedir. 1919 yılında 25 yaşında ilk evliliğini yapar. İki yıl aradan sonra annesi ve babasını kısa aralıklarla kaybetmesi onu derin acılara ve çaresizliğe sürükler. Sonrasında eşinin de kendisini terketmesiyle Veysel daha da yıkılır. 1921 yılında hayatını ikinci eşi Gülizar Hanımla birleştiren genç Veyselin bu evliliğinden ikisi erkek altı çocuğu olur.

Ömrü yoksulluk ve çilelerle geçen Veysel, köyünden ilk defa ayrıldığı 1933 yılında Sivas Aşıklar Bayramına katılır. "Türkiyenin İhyası Hazreti Gazi" Şiiriyle dikkat çeker. Ahmet Kutsi Tecerin ilgisine mazhar olan Veysel, Köy Enstitülerinde bir süre saz öğretmenliği yapar. Bu yıllar hasret şiirlerinin birikimini oluşturur.

Şiirlerinde birlik ve bütünlük mesajları veren, bilim ve teknolojiyi önemseyip benimseyen Veysel, özünde ve sözünde samimidir. Karanlıklar dünyasından aydınlıklar çıkarırken sevecendir. Sadık yarim dediği kara toprakta yeşerttikleriyle murada eren Veysel, bilinçli bir ziraatçidir.

Yarım yüzyıldan fazla sanatına gönül vermiş olması karşılıksız bırakılmamıştır. 1965 yılında TBMM Ana Dilimiz ve Milli Birliğimize katkılarından dolayı özel kanunla Vatan Hizmet tertibinden Ona maaş bağlamıştır.

Aşık Veysel 21 Mart 1973 tarihinde sadık yari kara toprakla kucaklaşarak aramızdan ayrılmıştır.