Sagot :
1. Hz. Muahmmed'in (s) İnsani Yönü
Peygamberimiz, varlık yönüyle herkes gibi bir insandı. Normal bir şekilde anne babadan dünyaya gelmiş, normal bir insan olarak büyümüş, gelişmiş, evlenmiş, çocukları olmuş ve eceli geldiğinde bu dünyadan göçmüştür. Peygamberimizin bu yönüne onun 'insani yönü' denir. Peygamberimiz canlı bir varlık olarak insan olmasının yanında, aynı zamanda bir peygamberdi. Yani Allah'ın insanlara öncü olarak seçtiği bir insandı. Peygamberimizin bu yönüne de onun 'peygamberlik yönü' denir. Bu konuda Peygamberimizin insani yönünü inceleyeceğiz.
Peygamberimiz, bir melek veya manevi varlıklardan biri değildi. O bir insandı. Herkes gibi yorulduğunda dinlenir, uyur, acıktığında yemek yer, bazen neşeli bazen üzüntülü olurdu.
Peygamberimiz, onu insanüstü bir varlık olarak yüceltme tehlikesine karşı, sıkça uyarılarda bulunmuş, "geçmişte insanların kendi peygamberlerine yaptığı gibi siz de beni tanrılaştırmayın" şeklinde uyarılarda bulunmuştur. Bu nedenle resmini yapılmasını yasaklamıştır. Peygamberimizin en büyük endişelerinden birisi, Hıristiyanların Hz. İsa'yı tanrılaştırmaları gibi Müslümanların da kendisini olağanüstü bir varlık haline getirip tanrılaştırmaları tehlikesiydi.
Kur'anıkerim de bu konuda uyarılarda bulunmuştur: Örneğin:
"De ki: Ben de sizin gibi bir insanım. Farklılık yalnızca, 'ilahınız tek bir ilahtır' şeklinde bana vahiy gelmesidir." (Kehf Suresi 110. ayet)
Peygamberimizin insani yönüne ait özellikleri (Şemail)
Peygamberimizin insani yönüne ait özelliklerine "Şemail"denir. Peygamberimizin ashabı, bu kutlu insanın dış görünümünün güzelliği, görenleri hayran bırakan heybetinden nuruna ve duruşundan gülüşüne kadar Allah'ın onda gösterdiği çeşitli güzellikler hakkında pek çok detay aktarmışlardır. Sayıca oldukça kalabalık olan sahabe, bu güzellikler hakkında birçok bilgi vermiştir. Bazı sahabe onu genel özellikleriyle tarif ederken, diğerleri uzun ve detaylı anlatımlarda bulunmuşlardır. Bu anlatımlardan bazıları şu şekildedir:
"Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem çok yakışıklı ve alımlı idi. Mübarek yüzü ayın on dördündeki dolunay gibi parlardı... Burnu gayet güzel idi... Gür sakallı, iri gözlü, düz yanaklı idi. Ağzı geniş, dişleri inci gibi parlaktı... Boynu sanki bir gümüş ışıltısı idi... İki omuzu arası geniş, omuz kemik başları kalın idi... “
Enes b. Malik (ra) anlatıyor:
"Peygamber Efendimiz (sav) orta boylu idi; uzun da değildi, kısa da değildi; hoş bir görünüşü vardı. Saçı ise ne kıvırcık, ne de düzdü. Mübarek yüzlerinin rengi ise nurani beyazdı.
Bera b. Azib (ra) anlatıyor:
"... Resullullah Efendimizden daha güzel birini görmedim. Omuzlarına varan saçları vardı. İki omuz arası genişçe idi. Boyu ise ne kısa idi, ne de uzundu
Hz. Hasan (ra) naklediyor:
"Resulullah Efendimiz, yaradılıştan heybetli ve muhteşemdi. Mübarek yüzü, dolunay halindeki ayın parlaklığı gibi nur saçardı. Orta boyludan uzun, ince uzundan kısa idi. Saçları kıvırcık ile düz arası idi; şayet kendiliğinden ikiye ayrılmışlarsa onları başının iki yanına salar, değilse ayırmazlardı. Uzattıkları takdirde saçları kulak yumuşaklarını geçerdi. Peygamber Efendimiz (sav)'in rengi, beyaz ve parlak renkte, yani nurani beyazdı. Alnı açıktı. Kaşları; hilal gibi, gür ve birbirine yakındı.
Boynu, gümüş berraklığında idi. Vücudunun bütün azaları birbiri ile uyumlu olup yakışıklı bir yapıya sahipti
"Allah Resulünün alnı geniş olup hilal kaşlıydı, kaşları gürdü. Iki kaşı arası açık olup, halis bir gümüş gibi bembeyazdı. Gözleri pek güzel, gözbebekleri simsiyahtı. Kirpikleri uzundu. Güldüğünde dişleri çakan şimşek gibi parıldardı. Iki dudağı da emsalsiz şekilde güzeldi... Sakalı gürdü. Boynu pek güzeldi, ne uzun ne kısaydı. Boynunun güneş ve rüzgar gören kısmı altın alaşımlı gümüş gibi parıldardı... Göğsü genişti, göğsünün düzlüğü aynayı, beyazlığı da ayı andırırdı... Omuzları genişti... Kol ve pazuları irice idi. Avuçları ipekten daha yumuşaktı.
Hz. Peygamberi Örnek Bir İnsan Olarak Gösteren Âyetler:
Kur'ân'da gayet açık ifâdelerle Hz. Peygamber'in Yüce Allah tarafından mü'minler için örnek alınması gereken model bir insan olarak takdim edildiğini görmekteyiz. Konu ile ilgili âyetlerde şu veya bu konuda diye bir kayıt koyulmamış olması O'nun insanlar için her yönüyle örnek olarak gösterildiği anlaşılmaktadır.
İşte bu konudaki bazı âyetler şunlardır:
"Andolsun Allah'ın Resûlünde sizin için -Allah'ı ve âhireti arzu eden ve Allah'ı çok anan kimseler için- (uyulacak) en güzel bir örnek vardır" (Ahzâb, 33/ 21)
Bu âyette, Resûlullah'ın, Allah'a ve âhiret gününe inananlar için örnek bir şahsiyet olarak ileri sürülmesi, böylece onu Örnek edinmenin Allah'a ve âhiret gününe îman hususuna bağlanması O'nun sünnetine dinde ne kadar değer verilmiş olduğunu açık bir şekilde ortaya koymaktadır.
Kur'ân, Hz. Peygamberin mü'minler için örnek bir insan olduğunu belirtmekle kalmaz aynı zamanda onun büyük bir ahlâk üzere olduğunu da şöyle vurgular:
"Nün. Kaleme ve yazdıklarına andolsun, Sen Rabb'inin nimetiyle ünlenmiş (bir deli) değilsin. Senin için kesintisiz bir mükâfat vardır. Ve sen, büyük bir ahlâk üzeresin" (Kalem, 68/ 1-4)
Sünnetin dindeki değerini ortaya koyan unsurlardan birisi de genelde onun da bir vahiy mahsûlü oluşudur. Nitekim, Kur'ân'a baktığımız zaman vahyin sadece kendisi ile sınırlandırılmadığına, Hz. Peygamber'e Kur'ân'ın dışında da vahiy verildiğine dâir birçok işâretleri görürüz.
Thank you for visiting our website wich cover about DKAB. We hope the information provided has been useful to you. Feel free to contact us if you have any questions or need further assistance. See you next time and dont miss to bookmark.