türkçeye çevirin google translate den çevirmeyin ! şikayet ederim . düzgün çevirin !!!!!

 

 

she hid her little child among the munitions. after a while she couldn't follow the others . while she was pushing the carriage with the oxen, the snow was tickening on the cover of the munitions. there was a deep silence in the air . she could only hear the noise of the carriage . the dark of the night was falling down as a thick curtain and ahe couldn't recognize the path and she couldn't follow the others. she was feeling very cold as she felt a deep sleep desire . she could reach at the quarters.

 

 

she got frozen before she delivered the munitions to the soldiers a few feet away. when the soldiers realized the carriage, they rushed to it. they met şerife bacı lying frozen at the feet of the oxen, while they were running for her, they heard a baby crying. they pulled the frozen blanket, to their suprise, a baby was there crying. his mother was dead but he was alive. she could deliver the munitions.



Sagot :

küçük çocuğunu cephanelerin arasına sakladı.kısa bir süre sonra diğerlerini takip edemedi.Vagonu öküzle iterken,kar cephanelerin üstünü kaplıyordu.Havada derin bir sessizlik vardı.O sadece vagonun sesini duyuyordu.Gecenin karanlığı kalın bir battaniye gibi üzerine çöküyordu.Gittiği yolu tanıyamıyor ve diğerlerini takip edemiyordu.Çok üşüyordu ve  derin bir uykuya dalıyordu.Karargaha varabilirdi.mermileri askerlere ulaştırmaya çalışırken askerlere birkaç metre kala donmuştu.askerler vagonu gördüğünde,ona dopru koştular.şerife bacıyı öküzün bacakları arasında donmuş bir şekilde uzanmış olarak buldular,onun için koşarken bir çocuk ağlaması duydular ,donmuş battaniyeleri kaldırdılar ve ağlayan bebeği gördüler.annesi ölmüştü fakat  o yaşıyordu.o cephaneleri ulaştırmıştı.