Sagot :
Kitabın Özeti:
Pollyanna, sap sarı saçları gülümseyen yüzü ile etrafa neşe saçan on bir yaşında küçük bir kızdır.ancak küçük yaşta polyananın annesi ve babası ölür ve bir başına kalır. Bir müddet yardımsevenler derneğinin himayesinde yaşar. Sonra da, çok zengin olan teyzesi onu yanına almayı kabul eder. Bayan Polly tavan arasındaki küçük odayı polyana için hazırlatır , hizmetçi buna .ok sevinmiştir ancak Madam polly nin suratı asıktır çünkü, Bayan Polly’ye göre yeğeni, kardeşinin yapmış olduğu yanlış bir evliliğin ürünür. O sadece görevine düşkün birisi olduğu için, ortada kalmış olan çocuğa bakacaktır. Nancy, yukardaki odayı temizlerken, “Ah keşke, şu kadının ruhunun köşelerindeki pislikleri de temizleyebilseydim” diye düşünüyordu. Evde o kadar boş oda varken, kışın soğuktan donduran, yazın sıcaktan pişiren bu odayı, küçük yavrucuğa layık görmesi, canını bayağı sıkmıştı.
Polyana eve geldiğinde hıçkıra hıçkıra ağlayarak, teyzesinin kucağına atılır. Teyzesi ise gayet ciddidir. Pollyanna’yı alıp kalacağı odasına getirir. Evin büyüklüğü ve zenginliği, Pollyanna’yı şaşkınlığa düşürmüştü. Teyzesi odasını gösterir ve “akşam yemeği saat altıda” diyerek uzaklaşır.
Saat altı olduğunda, bayan Polly sofraya kurulmuş, ancak Pollyanna henüz gelmemişti. Bayan Polly istemediğinden, Nancy çağırmak İçin Pollyanna’nın odasına gitmemişti. Yemekten sonra, ilk fırsatta gidip baktığında da odanın boş olduğunu gördü. Hemen bahçeye bahçıvanın yanına inip, kızın kaybolduğunu söyledi. Bahçıvan ise, ona yukardaki bir kayanın üstünü işaret etti. Polyyanna oradaydı.
Nancy telaşla kızın yanına koştu ve birlikte köşke doğru yürüdüler. Pollyanna’nın en üzüntü verici ve sıkıntılı durumda dahi, iyimserliğim kaybetmeyip, mutlu olmayı becerebilmesi, Nancy’i şaşkına çeviriyordu. Pollyanna’ya bunun sırrını sordu, “Mutluluk oyunu” dedi. “Bunu bana babam öğretmişti.” Ben küçükken, yardımsever bir hanım, hediye olarak bize koltuk değnekleri göndermişti. Sebebini sorduğumuzda ise “Bu değneklere bakıp bakıp, sakat olmadığınız için sevinebilmeniz için” diye cevap vermişti. İşte o günden beri babam ve ben, en zor durumda dahi mutlaka bir iyi yan bulup mutlu olabiliyoruz
Akşamın ilerleyen saatlerinde, Pollyanna odasında, başını çarşafların arasına sokmuş hıçkıra hıçkıra ağlıyordu: “Babacığım, sevgili babacığım! Benim melekler arasında yaşayan melek babacığım. Oyunumuzu oynamadığımızı biliyorsun. Benim gibi sen de ücra bir odada, karanlıkta üstelik yapayalnız kalsaydın bunun sevinecek bir yan bulamazdın…”
Ertesi sabah erkenden, Pollyanna bahçeye indi ve teyzesine sarıldı. “Teyzeciğim, sevgili teyzeciğim. Bu sabah yaşadığım için öyle sevinçliyim ki” dedi. Bayan Polly ise “Böyle günaydın mı olur?” diyerek kızı eleştirdi. Sonra da arkasını dönüp gitti. Yaşlı bahçivanın gözleri yaşarmıştı. Kızla konuştu ve onun annesine çok benzediğini söyledi. Bahçıvanın annesini tanıyor olması, küçük kızı çok sevindirmişti ki, tam bu sırada kahvaltı gongu çaldı.
Çok geçmeden Harrington Köşkü’nde hayat düzene girmeye başladı. Pollyanna sabahtan ikiye kadar teyzesi ile ders çalışıyor
ikiden altıya kadar serbest kalıyordu. Bazı alışverişleri de Pollyanna yapıyordu. Bu dışarı çıkışlarda, uzun siyah paltolu, silindir şapkalı “Adam”\ da gördü. Ahbaplık kurmaya çalıştıysa da, adamın kendisine verdiği cevaplardan bir şey anlamadı.
Pollyanna “Adam”ı tekrar gördü. Yine konuşmaya çalıştı. Birkaç gün içinde, “Adam” artık Pollyanna’yı gördüğü vakit ondan önce konuşmaya başlamıştı. Nancy bu duruma hayret ediyordu. Nancy’nin tanıdığı “Adam”m ismi John Pendtleton’du. Çok zengin olmasına rağmen, koca bir evde tek başına yaşıyor ve hiç kimse ile konuşmuyordu.
Kitabın Özeti:
Pollyanna, sap sarı saçları gülümseyen yüzü ile etrafa neşe saçan on bir yaşında küçük bir kızdır.ancak küçük yaşta polyananın annesi ve babası ölür ve bir başına kalır. Bir müddet yardımsevenler derneğinin himayesinde yaşar. Sonra da, çok zengin olan teyzesi onu yanına almayı kabul eder. Bayan Polly tavan arasındaki küçük odayı polyana için hazırlatır , hizmetçi buna .ok sevinmiştir ancak Madam polly nin suratı asıktır çünkü, Bayan Polly’ye göre yeğeni, kardeşinin yapmış olduğu yanlış bir evliliğin ürünür. O sadece görevine düşkün birisi olduğu için, ortada kalmış olan çocuğa bakacaktır. Nancy, yukardaki odayı temizlerken, “Ah keşke, şu kadının ruhunun köşelerindeki pislikleri de temizleyebilseydim” diye düşünüyordu. Evde o kadar boş oda varken, kışın soğuktan donduran, yazın sıcaktan pişiren bu odayı, küçük yavrucuğa layık görmesi, canını bayağı sıkmıştı.
Polyana eve geldiğinde hıçkıra hıçkıra ağlayarak, teyzesinin kucağına atılır. Teyzesi ise gayet ciddidir. Pollyanna’yı alıp kalacağı odasına getirir. Evin büyüklüğü ve zenginliği, Pollyanna’yı şaşkınlığa düşürmüştü. Teyzesi odasını gösterir ve “akşam yemeği saat altıda” diyerek uzaklaşır.
Bir müddet sonra, Pollyanna’dan mektup geldi. Şunları yazıyordu: “Çok sevgili Polly teyze, Tom enişte, Ah! Çok şükür yürüyebiliyorum. Buradakiler yakında eve dönebileceğimi söylüyorlar. Keşke bütün yolu yürüyerek gelsem. Ah, ne kadar sevinçliyim! Her şey beni sevindiriyor… Hatta, bir süre için bacaklarımdan yoksun kaldığıma bile seviniyorum. Çünkü, öyle olmasaydı bacakların bu derece önemli olabileceklerini hiçbir zaman bilemeyecektim.”
Thank you for visiting our website wich cover about Türkçe. We hope the information provided has been useful to you. Feel free to contact us if you have any questions or need further assistance. See you next time and dont miss to bookmark.