Arkadaşlar yeniyim ve istediğim basit bir şey hiçbir yerde bulamadım soru: Zengin bir Türkçe'nin yararları lütfen şama bilgiler olmasın



Sagot :

Zengin ve gelişmiş bir Türkçenin bize faydaları nelerdir?

Yabancı dil öğrenmek gerçekten kişisel gelişimin olmazsa olmazları arasında. özellikle internet gibi bir bilgi okyanusu elimizin altındayken, sadece Türkçe sayfalarla sınırlı kalmak haksızlık olur değil mi...

Şimdi size iyi bir haber vereceğim. Biz Türkler yabancı dile karşı gerçekten yetenekliyiz. Tatil yörelerindeki satıcıları göz önüne getirin her biri turistlerle sıkı pazarlık edecek kadar en az 4 dilde konuşmaya çalışırlar. peki bu nereden kaynaklanıyor...

Az duyulmuş bir ismim olduğunu biliyorum,özellikle İtalya''''da yaşarken bunun sıkıntısını çok çektim. Çünkü İtalyanlar "ö", "ü" seslerini çıkartamıyorlar. Alfabelerinde "h" harfi olmasına rağmen "h" sesi yok. İtalyan lisesinde okurken ise bu sıkıntım devam etti. Ne zaman İtalyan hocalarımız sözlü yapacak olsalar defteri açar oradan bir isim söylerlerdi, ismi söylemeye zorlandıklarını görünce ben olduğumu anlardım çünkü sadece adımda değil soyadımda da "ü" sesi vardı. Biz gençler yeni gelen hocalarımıza "Eminönü" dedirtmeye çalışırdık, Muzurluk işte... 6 yılda bir tane söyleyebilen çıkmadı.

Bu anlattıklarımdan anlaşılacağı gibi Türkçe her ne kadar "fakir bir dil" olduğu söylenerek haksızlığa uğrasa da, dilimizde tüm sesler var. Bu nedenle hangi dil olursa olsun telaffuz edebilmekte zorlanmıyoruz. Bu büyük bir avantaj... bunun ne anlama geldiğini iyice anlamak isterseniz bir İtalyan''''a "eminönü" dedirtmeye çalışın, anlayacaksınız.

Yabancı dillerle Türkçe arasındaki en önemli fark ise sentaks''''da ortaya çıkıyor. İngilizce''''de, İtalyanca''''da, Fransızca''''da ve diğer pek çok Avrupa dilinde söz dizimi Türkçe''''nin tersidir. Onlarda fiil cümlenin başında gelir biz de ise sonunda. Bu durum ise simültane çevirilerde çok sorun yaratır. İlginç olan ise şu, batı dillerinin kökeni olan Latince''''de söz dizimi Türkçe''''dekinin aynısıdır. Özne, eylem, zamir hepsi cümle içinde aynı yerde yer alırlar.

Bitmedi, batı Avrupa dillerinde fiil zamanları "yardımcı filler" kullanılarak belirtilir. Yani her fiili çekmeye gerek yoktur. Örneğin İngilize için "To be" ve "To have", İtalyanca için ise "essere" ve "avere" fiillerinin çekimlerini bilmek yeterlidir.

Peki elin oğlu sadece yardımcı fiillerle işi götürürken biz ne yapıyoruz. Ekleri fiillerin arkasına ekliyoruz. 
Örneğin: gerçekleşti-re-bi-le-cek-miy-di
açılacak-lar-dan-mı-dır
gibi her durum için ayrı ekler kullanırız. Kısaca el oğlu biraz tembelliğe ve kolaylığa alışmış. Oysa biz aslında ne kadar zor bir dili konuşabildiğimizin farkında değiliz. İnanın bana Türkçe hakimiyeti olan biri için yabancı dil öğrenmek o kadar kolay ki... Lise mezunu birinin ilkokul sınavlarına girmesi gibi..
Öncelikle bunu bilin ve buna inanın. Yabancı dil öğrenmeyi hiç gözünüzde büyütmeyin. Siz çok daha zor bir dil kullanan, akıllı insanlarsınız.

Bunları algılayabilmem için Latince okumam gerekti. 4 yıl boyunca haftada 6 saat... İlk zamanlarda söylenir dururdum. O kadar zordu ki... Bu ölü dil benim ne işime yarayacak diye düşünürdüm. Çocukluk işte... Yıllar sonra anlıyorum faydalarını... Öyle ki Romanya''''da yaşadığım kısa dönemde 1 ay içinde Romence konuşmaya başlamıştım. Latince''''nin en bozulmamış şekliymiş meğer...

Latince özellikle ortaçağda bilim dili olarak evrensel olarak kullanılmış. Elbette bunun çok özel bir nedeni var o da şu... Latince kelime ve kavram açısından dünyanın en zengin dili. Nasıl biz bazen "Türkçe çok elastik bir dil" deriz. Bir kelime pek çok yere çekilebilir çünkü. Komedyenler dildeki bu zaafiyet üzerine skeçler yazarlar, güleriz. Oysa Latince''''de bir kelime ne ise odur. Yani bir kavram sadece bir tek şeyi anlatır. Başka bir yere çekemezsiniz başka anlamı yoktur çünkü. Tuğladan örülü bir duvarı gözünüzün önüne getirin. Her bir tuğla bir kelimedir. Yeri o kadar nettir. Bu nedenle ortaçağda bilimin, sanatın, edebiyatın, tıbbın ortak dili olan Latince zaman içinde gelişip değişerek bugünkü dilleri doğurmuştur.

Bugün Latince sadece Katolik kilisesinin resmi dilidir. Onu dışında konuşulmaz sadece çevirilerde araştırmalarda kullanılır

yabancı dil öğrenmek gerçekten kişisel gelişimin olmazsa olmazları arasında. özellikle internet gibi bir bilgi okyanusu elimizin altındayken, sadece Türkçe sayfalarla sınırlı kalmak haksızlık olur değil mi...

Şimdi size iyi bir haber vereceğim. Biz Türkler yabancı dile karşı gerçekten yetenekliyiz. Tatil yörelerindeki satıcıları göz önüne getirin her biri turistlerle sıkı pazarlık edecek kadar en az 4 dilde konuşmaya çalışırlar. peki bu nereden kaynaklanıyor...

Az duyulmuş bir ismim olduğunu biliyorum,özellikle İtalya''''da yaşarken bunun sıkıntısını çok çektim. Çünkü İtalyanlar "ö", "ü" seslerini çıkartamıyorlar. Alfabelerinde "h" harfi olmasına rağmen "h" sesi yok. İtalyan lisesinde okurken ise bu sıkıntım devam etti. Ne zaman İtalyan hocalarımız sözlü yapacak olsalar defteri açar oradan bir isim söylerlerdi, ismi söylemeye zorlandıklarını görünce ben olduğumu anlardım çünkü sadece adımda değil soyadımda da "ü" sesi vardı. Biz gençler yeni gelen hocalarımıza "Eminönü" dedirtmeye çalışırdık, Muzurluk işte... 6 yılda bir tane söyleyebilen çıkmadı.

Bu anlattıklarımdan anlaşılacağı gibi Türkçe her ne kadar "fakir bir dil" olduğu söylenerek haksızlığa uğrasa da, dilimizde tüm sesler var. Bu nedenle hangi dil olursa olsun telaffuz edebilmekte zorlanmıyoruz. Bu büyük bir avantaj... bunun ne anlama geldiğini iyice anlamak isterseniz bir İtalyan''''a "eminönü" dedirtmeye çalışın, anlayacaksınız.

Yabancı dillerle Türkçe arasındaki en önemli fark ise sentaks''''da ortaya çıkıyor. İngilizce''''de, İtalyanca''''da, Fransızca''''da ve diğer pek çok Avrupa dilinde söz dizimi Türkçe''''nin tersidir. Onlarda fiil cümlenin başında gelir biz de ise sonunda. Bu durum ise simültane çevirilerde çok sorun yaratır. İlginç olan ise şu, batı dillerinin kökeni olan Latince''''de söz dizimi Türkçe''''dekinin aynısıdır. Özne, eylem, zamir hepsi cümle içinde aynı yerde yer alırlar.

Bitmedi, batı Avrupa dillerinde fiil zamanları "yardımcı filler" kullanılarak belirtilir. Yani her fiili çekmeye gerek yoktur. Örneğin İngilize için "To be" ve "To have", İtalyanca için ise "essere" ve "avere" fiillerinin çekimlerini bilmek yeterlidir.

Peki elin oğlu sadece yardımcı fiillerle işi götürürken biz ne yapıyoruz. Ekleri fiillerin arkasına ekliyoruz. 
Örneğin: gerçekleşti-re-bi-le-cek-miy-di
açılacak-lar-dan-mı-dır
gibi her durum için ayrı ekler kullanırız. Kısaca el oğlu biraz tembelliğe ve kolaylığa alışmış. Oysa biz aslında ne kadar zor bir dili konuşabildiğimizin farkında değiliz. İnanın bana Türkçe hakimiyeti olan biri için yabancı dil öğrenmek o kadar kolay ki... Lise mezunu birinin ilkokul sınavlarına girmesi gibi..
Öncelikle bunu bilin ve buna inanın. Yabancı dil öğrenmeyi hiç gözünüzde büyütmeyin. Siz çok daha zor bir dil kullanan, akıllı insanlarsınız.

Bunları algılayabilmem için Latince okumam gerekti. 4 yıl boyunca haftada 6 saat... İlk zamanlarda söylenir dururdum. O kadar zordu ki... Bu ölü dil benim ne işime yarayacak diye düşünürdüm. Çocukluk işte... Yıllar sonra anlıyorum faydalarını... Öyle ki Romanya''''da yaşadığım kısa dönemde 1 ay içinde Romence konuşmaya başlamıştım. Latince''''nin en bozulmamış şekliymiş meğer...

Latince özellikle ortaçağda bilim dili olarak evrensel olarak kullanılmış. Elbette bunun çok özel bir nedeni var o da şu... Latince kelime ve kavram açısından dünyanın en zengin dili. Nasıl biz bazen "Türkçe çok elastik bir dil" deriz. Bir kelime pek çok yere çekilebilir çünkü. Komedyenler dildeki bu zaafiyet üzerine skeçler yazarlar, güleriz. Oysa Latince''''de bir kelime ne ise odur. Yani bir kavram sadece bir tek şeyi anlatır. Başka bir yere çekemezsiniz başka anlamı yoktur çünkü. Tuğladan örülü bir duvarı gözünüzün önüne getirin. Her bir tuğla bir kelimedir. Yeri o kadar nettir. Bu nedenle ortaçağda bilimin, sanatın, edebiyatın, tıbbın ortak dili olan Latince zaman içinde gelişip değişerek bugünkü dilleri doğurmuştur.

Bugün Latince sadece Katolik kilisesinin resmi dilidir. Onu dışında konuşulmaz sadece çevirilerde araştırmalarda kullanılır.