Sagot :
On Basamak
Robert Littell
Temiz bir kazak giydim.Hubbel’in bahçesini ve köpeklerini bağladıkları kaya üzerine çakılı halkayı görebildiğim ikinci kattaki odamdaydım.Köpek orada değildi.Çıkardığım kazağın iç tarafında iki çeşit çamaşırhane etiketi vardı,bir tanesi şimdiki diğeri ise daha önce gömleklerimi götürdüğüm çamaşırhanenindi. Sonra ellerimi yıkadım.
Sabun eridi gitti ve neredeyse hiç kalmadı. Salata gibi kokan bir sabundu.Suyu kapattım fakat su hala musluktan damlıyordu.Ellerimi kuruladım.Havluyu çubuğun sol ucuna astım .Çubuğun sağ uç tarafı Mae içindi.Çubuk camdandı,zamanla gevşedi ve düşerek kırıldı.Musluktan damlayan suyun sesini duymamak için banyo kapısını kapattım.
Tekrar Mae ve bana ait olan odaya girdim . Gün içinde yatağının üzerinde büyük gözlü Fransız yapımı oyuncak bir bebek bulundururdu. Yatağın arka tarafında duvara vurduğu yerde iz oluşmuştu. Yataktan çıktım ve ize baktım. Siyah ve 1 yard uzunluğundaydı. Oyuncak düştü. Onu tekrar yatağın üzerine geri koydum. Odadan çıkarken oyuncak bana bakamıyordu. Sonra dışarı çıktım.
Koridordaydım,gözlerimi kapadım. Koridorda ne çeşit bir duvar kağıdı olduğunu bilmiyordum. Yeşil olabileceğini düşündüm, fakat gözlerimi tekrar açtığımda yeşilden çok maviydi;kadınlı,sepetli,lambalı. Kapı civarında kağıt kesilmişti ;yerden tavana kadar sekiz tane lamba vardı, sadece lamba kalmıştı kadın ve sepet yoktu. Parmak uçlarımda yükseldiğimde tavana dokunabiliyordum.
Odamızın bitişiğinde kullanmadığımız ekstra bir oda vardı. O odaya girdim. Aynanın arkası soyulmuştu ve iki pencerede kapalıydı.
Camın üzerinde büyük bir böcek vardı. Pencereyi açtım,böceği defettim, uçtu gitti. Pencerenin çerçevesinde uzun bir çivi vardı. Ayakkabımı çıkardım , topuğu ile çiviyi çaktım; tekrar giydim. Odayı bütün yönlerden yürüyerek duvardan duvara ölçtüm. 10 x 14 ‘tü. Masadan başlayıp kapıdan geçerek salona girdim. Masanın bir tarafında üç çekmecesi vardı. En alttaki çekmeceden bir zarf aldım, içine biraz para koydum,üzerine “Mae için” yazdım ve masanın üzerine bıraktım. Salondaki perdeler kırmızıydı. Güneşin vurduğu perdelerde kırmızı olmayan, pembe olan bir kısım vardı. Masanın üzerinde Movieland adında bir dergi vardı. Dergiyi okumaya başladın fakat okumadım. Şöminenin üzerine çıktım ve odanın geri kalanına oradan baktım. Masayı, halıyı ve tama olarak biri birine bakan iki koltuğu gördüm. Bir tanesinin üzerine oturdum; bir bacağı diğerlerinden kısaydı. Kalktım ve mutfağa gittim.
Mea yı bezelyeleri soyarken gördüm. Baş parmağıyla bezelyeleri kabuklarından çıkmaya zorluyordu ve bezelyeler kasenin içine düşüyordu. Zeminde üç bezelye tanesi vardı. Onları topladım ve cebime koydum. Mutfağın tabanı mavi-beyaz renkli,2 inch lik kareli muşambayla döşenmişti. Mae taburenin üzerinde oturuyor ve önündeki gazeteyi okuyordu. İçeri girdiğimde bana dönmedi. “Geri döndüğünde biraz fırın cilası getir” dedi.
“şimdi gidiyorum” dedim.
Bahçedeki arka kapıdan çıktım. Orada kum ve oyuncaklarla oynayan çocuğumu gördüm. Kumu oyuncak kamyona koyuyor, kamyonu itiyor boşaltıyordu. Kum nemliydi, üzerinde çocuğun el izini görebiliyordum. sol elinin iziydi. “Hoşça kal evlat” dedim. O hiçbir şey demedi. Kum ve kamyonu ile çok meşguldü.
Sonra garaja gittim ve kapı kilidini açtım.Arabanın ön camındaki örtüyü kaldırdım,cam sileceklerinin sildiği yerlerde yarım daireler oluşmuştu.Bir iki dakika orada kaldım ,kapıları kapattımevin yanından ön tarafa doğru yürüdüm ve saatime baktım. Saat ona yirmi vardı.
Ahşap basamaklardan kaldırıma doğru yürüdüm ve bu basamakları saydım. On basamak saydım, son basamağı saydığımı düşündüm ama belki de saymadım.
Sokaktan aşağı doğru yürüdüm ,geriye baktım ve evi gördüm, yarı açık gölge li bir pencere vardı.Geriye dönüp emin olmak için basamakları tekrar saymak istedim.Fakat gitmedim.Köşeye kadar yürüdüm ,otobüse bindim polis karakolunda indim ve yüzbaşı Ragers’ı buldum.Sam Matthews’ü öldüren adamı arayorsanız beni tutuklayabilirsiniz çünkü onu ben öldürdüm dedim.
Yüzbaşı Ragers itirafımı yazmak isteyip istemediğimi sordu,yazabileceğimi söyledim fakat önce onlara Matthews’ü nasıl öldürdüğümü anlattım.Yazmak istediğim son şeyler evimde gördüklerim ve onları şimdi nasıl hatırladığımdı.Çünkü şimdi, bir daha asla göremeeceğim bütün o şeyleri her zaman hatırlayabilmek istiyorum.
Kaynak: http://odevsor.com/dedektif+hikayesi+ingilizce+turkce+2-indir-70780.htm#ixzz2FUfscRJd
Thank you for visiting our website wich cover about İngilizce. We hope the information provided has been useful to you. Feel free to contact us if you have any questions or need further assistance. See you next time and dont miss to bookmark.