ormansız ülkelerin akan dereleri sel ovaları çöl olur cümlesiyle ne anlatılmak isteniyor?



Sagot :

Çok eski çağlarda dünyanın büyük bir kısmı ormanlarla kaplıydı. Alabildiğine uzanan uçsuz bucaksız ormanlarda dev ağaçlar, sayısız hayvanlar, kuşlar, böcekler yaşardı. Bu yüzden dünyanın iklimi ve doğal görünümü de günümüzdekinden oldukça farklıydı.

Binlerce yıldır ağaçların acımasızca kesilmesi, insafsızca yakılması sonucunda dünyanın ormanları azaldı. Birçok yerde iyice tükendi. Toprak verimsizleşti, çoraklaştı. Özellikle tarım alanı açmak için ormanların yakılmasıyla çölleşmiş topraklar, uçsuz bucaksız bozkırlar oluştu.

Bunun en tipik ve üzücü örneğini yurdumuzda, İç Anadolu ve Doğu Anadolu’da alabildiğine uzanan yozlaşmış bozkırlarda görürüz. Bilim adamlarının araştırmalarına göre 10.000 yıl öncesine kadar, Anadolu’nun % 70’i ormanlarla kaplıydı. Acımasızca yapılan tahribat sonucu bugünkü hale gelmiştir.

20. Yüzyıla kadar doğal nedenler, bilinçsiz yararlanmalar ve yangınlarla yok edilen ormanlar günümüzde hızlı nüfus artışı nedeniyle yeni tarım alanları açmak, konut için yer sağlamak, sanayi tesisleri kurmak gibi nedenlerle yok edilmektedir. Ayrıca turizm yapılanması için de önemli miktarda ormanlık alanın, özellikle yurdumuzda, yok edildiği bilinen bir gerçektir.

Aşırı sanayileşmenin getirdiği kirlilik de eklenince, ormanların azalmasının yarattığı tehlike, dünyanın ve insanların geleceğini ciddi şekilde tehdit eder olmuştur.Bu tehlikeyle önce Avrupa ilgilendi. Daha sonra Birleşmiş Milletler Örgütü,konuyu uluslararası bir sorun olarak ele aldı.

21 Mart günü başlayan hafta, orman sevgisini çoğaltmak, ormanlar hakkında

insanları bilgilendirmek, orman konusunu işlemek için “Orman Haftası “olarak değerlendirilmektedir.