Kurban ibadetinin tarihçesi ve dini bakımdan önemi acilll



Sagot :

Kurban İbadeti Allah’a yakınlaşmak anlamına gelen “kurban” ibadeti; kurban olarak kesilmesi uygun olan hayvanın, ibadet niyetiyle usulüne uygun  şekilde kesilmesidir. Kurban kesen, Allah’a yaklaşmış  ve O’nun hoşnutluğunu kazanmış  olur. Kurban, aynı zamanda bir sosyal yardımlaşma ve dayanışma örneğidir. Kesilen kurbanlardan maddi olarak daha çok yoksullar yararlanır. İnsanlık tarihi boyunca hemen bütün dinlerde kurban uygulaması mevcut olmakla birlikte şekil ve amaç yönüyle aralarında farklılıklar bulunur. Kur'an'da Hz. Âdem'in iki oğlunun Allah'a kurban takdim ettiklerinden söz edilir (el-Mâide 5/27); bir başka âyette de ilâhî dinlerin hepsinde kurban hükmünün konulduğuna işaret edilir (el-Hac 22/34). Ancak Yahudilik ve Hıristiyanlık'ta kurban telakkisi bir hayli değişikliğe uğramıştır. Hıristiyanlık'da İsâ'nın çarmıha gerildiği ve bunun insanoğlunun aslî günahına karşı Baba'nın oğlu İsâ'yı feda etmesi olduğu inanışıyla kurban telakkisi özel bir anlam kazanmıştır.

 Kurban ibadetinin tarihi oldukça eskidir. Hz. Âdem’in çocuklarının adakları ile ilgili olarak bizlere ulaşmış olan bilgiler, kurban kesme ya da adak sunmanın ilk insanla başladığını göstermektedir.  Ayrıca şu âyet-i kerime de kurban kesmenin her ümmette var olduğunu gösteren bir delildir:Son peygamberin ümmetine yani bize dinî bir ibadet olarak vahyedilen kurban ibadetinin bugünkü şekli Hz. İbrahim'e dayanır. Hz. İbrahim bir ara oğlu İsmail'i kurban ettiğini rüyasında görür ki, bu ilahî vahiydir. Hz. İbrahim, durumu oğluna açıklar, oğlu İsmail de buna hazır olduğunu bildirir.  Bunun üzerine Hz. İbrahim oğlu İsmail'i kurban etmek için boğazına bıçağı dayadığı vakit, Allah onların bu samimiyet ve teslimiyetlerinden dolayı İsmail’e bedel olarak bir koç gönderir, Hz. İbrahim de İsmail’in yerine onu kurban eder.