BİR DİLİN TARİHSEL GELİŞİM SÜRECİNİN BELİRLENMESİNDE YAZILI METİNLERİN NASIL BİR İŞLEV ÜSTLENDİĞİNİ SÖYLEYİNİZ.



Sagot :

günümüz türkçesine yakınlığına ve anlaşırlılığı kontrol edilerek

T ürk dillerinin yazılı metne dayalı tarihleri 7.-9. yüzyıl Orhon Türkçesine kadar uzansa bile, Türkiye Türkçesi için, 


Anadolu'ya göç eden Oğuzların 11. yüzyıldan sonra kendi lehçeleri üzerine kurdukları yazı dilini başlangıç saymak gerekir.

15. yüzyıla kadar Eski 


Anadolu Türkçesi olarak adlandırdığımız bu dönemin en ünlütemsilcisi 

 


Yunus Emre'dir.


Anadolu Selçuklularının önce 


Arapça'yı, sonra da 


Farsçayı resmi dil olarak kabul etmeleri nedeniyle 


Türkçe Anadolu sahasında 13. yüzyıla kadar gelişememiştir. 13. ve 15, yüzyıllar arasında da gittikçe artan sayıda Arapça, Farsça sözcük içeren bir dil ortaya çıkmıştır. Ancak yine de sade sayılabilecek bir Türkçenin egemen olduğu bu dönemden sonra Osmanlıca adı verilen, yoğun Arapça, Farsça etkisi görülen bir dönem başlamıştır.

16. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar süren Osmanlıca dönemi kendi içinde Başlangıç Dönemi, Klasik Dönem ve Yenileşme Dönemi olarak üç bölümde incelenir. Bu dönemde yalnız Arapça, Farsça sözcükler değil gramer kuralları da Türkçeye girmiş, yalnız aydın kesimin okuyup yazabildiği bir saray dili ortaya çıkmıştır.

Dilde özleşme çabaları 19. yüzyılın ikinci yansında 


Tanzimat dönemi ile başlamıştır. Aydınların Türkçe sözcük kullanma, Arap alfabesinde yenilikler yapma (örneğin tüm ünlüleri yazıda gösterme, normalde bitişik yazılan 


Arapça harfleri ayrı yazma gibi) çabalarıyla geçen bir hazırlık döneminden sonra Cumhuriyetle birlikte çağdaş Türkçenin temelleri atılmıştır.

 


Atatürk'ün özel ilgi ve çabalarıyla 


Latin alfabesine geçilmiş, tarama, derleme ve türetme yoluyla dildeki Türkçe sözcük oranı kısa sürede büyük oranlara ulaşmıştır.