akılcılık ve bilim ile ilgili konferans

 



Sagot :

Akılcılık,insanın aklı ile gerçekleri anlama yeteneğidir.Akılcılık,insanların doğru karar vermesi,bilimsel davranış göstermesi ve başarılı uygulamalar yapabilmesi için sağlam düşüncelere sahip olmalarını ister.Çünkü akılcılık bireye sorumluluk verir.Sorumluluğunun bilincinde olan birey de ülkesine ve ulusuna daha yararlı olur.Akılcılık,milli birlik ve beraberliğin sağlanmasında da önemli bir etkendir.
Türk ulusunu geri bırakan başlıca neden,cumhuriyet devrine kadar bilim ve teknolojinin
yeterince kullanılmamış olmasıdır.
Bilimin insan yaşamındaki yeri ve önemi çok büyüktür.Çünkü bilim,doğruluğu denenmiş,başarılı iş yapma teknikleridir.Akılcılık,bilim ve teknoloji,yapacağımız her işte bize doğru yolu ve tekniği gösterir.Ne yazık ki günümüzde bile bilime ve akılcılığa inanmayan,kendilerini Allah’ın yeryüzündeki elçisi gibi gören,korkaklıkları nedeniyle gerçek kimliklerini saklayarak takma adlarla şiir ya da yazı yazan ,birilerinin yalakalığını yapanlar bulunmaktadır.Umuyorum ki bu tür insanlar ,kafadan dolma bilgilerle değil okuyarak akılcılığın,bilimin,Müslümanlığın ne olduğunu öğrenir ve ona göre davranır yazar
ve çizerler.Yoksa perdede Hacivat-Karagöz oyunu oynamakla Müslüman olunmaz,akılcılık
ve bilim dışlanamaz.Yobazlıktan ve orta çağ fikrinden kurtulunamaz.
Türkiye Cumhuriyetinin temeli akılcılığa ve bilime dayanmaktadır.Atatürk"Hayatta en
hakiki mürşit ilimdir." özdeyişi ile milletimize gideceği yolu gösterirken dünyanın her türlü 
bilminden,buluşlarından,ilerlemesinden ve teknolojiden yararlanmasını istemiştir.Bu
düşüncesini bilerek her yerde tekrarlamıştır.
Bilim ve teknik çağdaş uygarlığa göre her an değişebilir.Tüm insanlara düşen görev yeni buluşlar ortaya çıkınca onları benimseyip yaşama uygulamaktır.Bunun için bilim ve teknolojideki değişiklikler,yenilikler sürekli izlenmelidir.Bilim adamlarımız,izledikleri yeni bilimsel ve teknolojk gelişmeleri olduğu gibi kabul etmekle yetinmeyip kendileri de araştırmalar ve incelemeler yaparak daha ileriye gitmeye çalışmalıdırlar.
Çağdaş insan bilim ve teknolojiden yararlanmasını bilen insandır.Hastalıklar için
bilimsel tedaviler varken ,alternatif tıp hariç bilim dışı tedaviler önermek ,örneğin hasta çocuğu doktora götürmek yerine yatıra götürmek çağdışılıktır,yobazlıktır,aymazlıktır.
Devletimizin kurucusu eşsiz önder Atatürk’ün şu özdeyişleri cahillerin,yobazların kulağına küpe olmalıdır:"Bizim akıl,mantık,zeka ile hareket etmek belli özelliğimizdir.Bütün
hayatımızı dolduran olaylar bu gerçeğin belgesidir.Bundan sonra pek önemli zaferlere kavuşacağız;fakat bu zafer,süngü zaferleri değil,BİLİM ve teknik zaferleri olacaktır.Dünyada her şey için,uygarlık için,hayat için,başarı için en gerçek yol gösterici
bilimdir,fendir.Bilim ve fennin dışında yol gösterici aramak gaflettir,CAHİLLİKTİR,doğru
yoldan sapmaktır."

Akılcılık,insanın aklı ile gerçekleri anlama yeteneğidir.Akılcılık,insanların doğru karar vermesi,bilimsel davranış göstermesi ve başarılı uygulamalar yapabilmesi için sağlam düşüncelere sahip olmalarını ister.Çünkü akılcılık bireye sorumluluk verir.Sorumluluğunun bilincinde olan birey de ülkesine ve ulusuna daha yararlı olur.Akılcılık,milli birlik ve beraberliğin sağlanmasında da önemli bir etkendir.
Türk ulusunu geri bırakan başlıca neden,cumhuriyet devrine kadar bilim ve teknolojinin
yeterince kullanılmamış olmasıdır.
Bilimin insan yaşamındaki yeri ve önemi çok büyüktür.Çünkü bilim,doğruluğu denenmiş,başarılı iş yapma teknikleridir.Akılcılık,bilim ve teknoloji,yapacağımız her işte bize doğru yolu ve tekniği gösterir.Ne yazık ki günümüzde bile bilime ve akılcılığa inanmayan,kendilerini Allah’ın yeryüzündeki elçisi gibi gören,korkaklıkları nedeniyle gerçek kimliklerini saklayarak takma adlarla şiir ya da yazı yazan ,birilerinin yalakalığını yapanlar bulunmaktadır.Umuyorum ki bu tür insanlar ,kafadan dolma bilgilerle değil okuyarak akılcılığın,bilimin,Müslümanlığın ne olduğunu öğrenir ve ona göre davranır yazar
ve çizerler.Yoksa perdede Hacivat-Karagöz oyunu oynamakla Müslüman olunmaz,akılcılık
ve bilim dışlanamaz.Yobazlıktan ve orta çağ fikrinden kurtulunamaz.
Türkiye Cumhuriyetinin temeli akılcılığa ve bilime dayanmaktadır.Atatürk"Hayatta en
hakiki mürşit ilimdir." özdeyişi ile milletimize gideceği yolu gösterirken dünyanın her türlü 
bilminden,buluşlarından,ilerlemesinden ve teknolojiden yararlanmasını istemiştir.Bu
düşüncesini bilerek her yerde tekrarlamıştır.
Bilim ve teknik çağdaş uygarlığa göre her an değişebilir.Tüm insanlara düşen görev yeni buluşlar ortaya çıkınca onları benimseyip yaşama uygulamaktır.Bunun için bilim ve teknolojideki değişiklikler,yenilikler sürekli izlenmelidir.Bilim adamlarımız,izledikleri yeni bilimsel ve teknolojk gelişmeleri olduğu gibi kabul etmekle yetinmeyip kendileri de araştırmalar ve incelemeler yaparak daha ileriye gitmeye çalışmalıdırlar.
Çağdaş insan bilim ve teknolojiden yararlanmasını bilen insandır.Hastalıklar için
bilimsel tedaviler varken ,alternatif tıp hariç bilim dışı tedaviler önermek ,örneğin hasta çocuğu doktora götürmek yerine yatıra götürmek çağdışılıktır,yobazlıktır,aymazlıktır.
Devletimizin kurucusu eşsiz önder Atatürk’ün şu özdeyişleri cahillerin,yobazların kulağına küpe olmalıdır:"Bizim akıl,mantık,zeka ile hareket etmek belli özelliğimizdir.Bütün
hayatımızı dolduran olaylar bu gerçeğin belgesidir.Bundan sonra pek önemli zaferlere kavuşacağız;fakat bu zafer,süngü zaferleri değil,BİLİM ve teknik zaferleri olacaktır.Dünyada her şey için,uygarlık için,hayat için,başarı için en gerçek yol gösterici
bilimdir,fendir.Bilim ve fennin dışında yol gösterici aramak gaflettir,CAHİLLİKTİR,doğru
yoldan sapmaktır."