atatürkün devlet adamlığı kısaca 6.sınıfa uygun



Sagot :

Atatürk'ün Devlet Adamlığı - Devlet adamı olmak, belli bir durumda imkân dahilin dekinin en iyisini yapmak ve ulaşılması imkânsız olan şeylerden ise aynı kararlılıkla vazgeçmek demektir. Bu husus göz önünde bulundurulduğunda Atatürk, gelmiş geçmiş zamanların ve ulusların en büyük devlet adamlarından biridir.Atatürk, her şeyin büsbütün kaybolduğu sanıldığı bir anda Türk milleti hakkında verilen esaret ve ölüm kararına ve bu kararın uygulanışına Türk milletinin iradesi doğrultusunda karşı gelen, isyan eden;bir ulusun kurtarıcısı, yeni bir devletin kurucusudur.Kurduğu müesseseler ve yaptığı yenilikler ile eserini "Büyük Devlet Adamlığı"nı en güzel örnekleriyle ortaya koyan kişidir.

Devlet Kurucusu Atatürk

Mustafa Kemal Atatürk’ün "devlet adamı" niteliği, çökmekte olan bir imparatorluktan çağdaş, millî ve bağımsız bir devletin yani Türkiye Cumhuriyeti’nin tarih sahnesine çıkış süreci içinde ortaya çıkmıştır. Bu özellikleriyle Atatürk "Modern Türkiye"nin kurucusudur. Dolayısıyla O, yalnız bir devlet adamı değil, ondan çok daha önce bir devlet kurucusudur. Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’ni siyasî, ekonomik ve sosyal açılardan şekillendirirken ortaya koyduğu tavır ve düşünceleri onun "Devlet adamı" ve "Lider" olarak vasıflarını anlamamızı sağlamaktadır. Onun "büyük devlet adamı" olma niteliği, olayların gelişimi içerisinde oynadığı roller vurgulandığında ortaya çıkmaktadır.

Her şeyin bittiği sanıldığı bir dönemde, 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılması yeni Türk Devleti’nin kuruluşunu müjdelemişti. Yeni devleti meşru temellere dayandıran, ona hukukî bir nitelik veren ilk Meclisti. 20 Ocak 1921 tarihli ilk Teşkilât-ı Esasiye Kanununun 3. maddesi: "Türkiye Devleti Büyük Millet Meclisince yönetilir ve hükûmeti Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmeti adını taşır" demekle, Osmanlı Devleti’nden ayrı farklı bir adla yeni devletin kurulduğu açıklanmış olmaktadır. Kurulan yeni devletle birlikte Atatürk Türk milliyetçiliğini, Türk millî davasının temel taşı yaparak millî duygu ve hasletleri tam bir olgunluğa eriştirmiş, milletin şuur ve benliğini hissettirerek millî bir devlet kurmuştur.

Atatürk’ün devlet adamlığı vasfı aynı zamanda onun askerî kişiliğinin de ifadesi anlamına gelir. Bu sebeple Atatürk’ün komutanlık nitelikleri, devlet yönetiminde üstün liderlik yeteneklerine dönüşmüştür. En yakın silâh arkadaşı olan İsmet İnönü Atatürk’ün siyasî vasıflarının askerî dehasıyla birleştirince gerçek şahsiyetinin büyük ölçüde ortaya çıktığını söyler ve şöyle devam eder: "Siyasî vasıfları hakikaten çok yüksektir. Millî Mücadele’nin askerî safhada idaresi kadar siyasî idaresi de nazikti. Hattâ daha nazikti denebilir. Atatürk siyasî safhanın idaresinde de aynı derecede maharetli, daha maharetli olmuştur. Meselâ benim kanaatimce Millî Mücadele’nin bir Millet meclisi kurularak onunla beraber yürütülmesi son derece güç, fakat harikulâde isabetle bir karar olmuştur….".

Atatürk’ün devlet adamlığı vasfında hem sivil ve hem de askerî vasıfların en iyi bir şekilde birleştiğini gösteren diğer bir örneği yine İsmet İnönü şu şekilde anlatmaktadır: "Büyük Millet Meclisi yeni kurulmuş ve 1921 Anayasası hazırlanmaktadır. Atatürk de anayasayı yazmakla meşguldür. Her ne kadar komisyonlarda konuyla ilgili ihtisas sahibi kimseler anayasa hazırlığı ile uğraşmış iseler de Atatürk de geceli gündüzlü bu çalışmalara fiilen katılmıştır. Atatürk bu sırada hem muharebe alanlarında savaşı yönetir ve hem de anayasa hazırlıklarıyla bizzat ilgilenirdi. Özellikle devletin esaslarıyla ilgili maddeleri kendisi harf harf, cümle cümle yazardı. Meydana çıkacak idarî, siyasî sistemi de tespit etmeye çalışırdı".

Atatürk'ün Devlet Adamlığı - Devlet adamı olmak, belli bir durumda imkân dahilin dekinin en iyisini yapmak ve ulaşılması imkânsız olan şeylerden ise aynı kararlılıkla vazgeçmek demektir. Bu husus göz önünde bulundurulduğunda Atatürk, gelmiş geçmiş zamanların ve ulusların en büyük devlet adamlarından biridir.Atatürk, her şeyin büsbütün kaybolduğu sanıldığı bir anda Türk milleti hakkında verilen esaret ve ölüm kararına ve bu kararın uygulanışına Türk milletinin iradesi doğrultusunda karşı gelen, isyan eden;bir ulusun kurtarıcısı, yeni bir devletin kurucusudur.Kurduğu müesseseler ve yaptığı yenilikler ile eserini "Büyük Devlet Adamlığı"nı en güzel örnekleriyle ortaya koyan kişidir.