su konulu bilimsel bir yazı



Sagot :

Su konulu bilimsel yazı

su, canlılar için vazgeçilmez bir maddedir. İnsan vücudunun yaklaşık yüzde 70’i, denizanası gibi bazı canlıların yüzde 98’i sudan oluşuyor. Buna karşın bazı bitkilerde bu oran düşüktür, örneğin bir buğday ya da fasulye tanesindeki su oranı ise sadece yüzde 10’dur. Yaşam için bu denli önemli olan su, maddenin üç hali olan sıvı, katı ve gaz halinde bulunabilir. Bu kadar yaşamsal önemdeki suyun, canlı vücudundaki belli bir oranın altına düşmesi sonucunda, aynen su kaybının çok fazla olduğu kolera, diyare ve benzeri hastalıklarda olduğu gibi, ölüm söz konusu olur. 

Canlıların ve özellikle de insanoğlunun yerküredeki yayılışı, suyun varlığı ile ilişkilidir. Nerede su kaynağı varsa, insanoğlu orayı yerleşim alanı olarak seçmiştir. Suyun çok yönlü özelliklerinde, sahip olduğu molekül yapısının önemi büyüktür. Bu moleküllerin karşılıklı etkileri ile suyun her geçen gün yeni bir özelliği ortaya çıkıyor ve yapısı ile ilgili her gün yeni bir sürprizle karşılaşılıyor. Bütün bunlara karşın bu güne kadar suyun daha bilinmeyen kırk özelliğinin olduğu ve bunların açıklanamadığı bilinmektedir.

Su konul günlük yazı
Marmara bölgesi aylardır beklediği yağmura nihayet kavuştu. İstanbul 12 günlük su ihtiyacını karşılayacak yağışı aldı
İstanbul’a önceki gün saat 09.00’dan dün saat 12.30’a kadar düşen yağış miktarı ekim ayı ortalamasını geride bırakarak rekor kırdı. 

İstanbul Su ve Kanalizasyon idaresi tarafından yapılan ölçümlere göre, kentteki barajların doluluk oranı, yüzde 11,5’ten yüzde 11,7’e yükseldi. 

sanatı bende bulamıştım.

SU VE SAĞLIK

Suyun adeta sihirli bir içecek olduğunu herkes biliyor. Sağlıklı ve güzel olmanın, ciltteki ve
vücuttaki nemin korunmasının temel koşulu bol su içmek.

NEDEN SUSARIZ?

Susamak, tiroid bezinin ağız yoluyla bize ulaştırdığı bir mesaj olup; sulanmaya
ihtiyacın var anlamını taşımaktadır. Ancak bu kişisel ve psikolojik boyutları olan ve kişiden kişiye
farklılık gösteren bir ihtiyaçtır. Kimi insanlar günde 2 bardak su içerken, kimilerinin tükettiği su
miktarı 2 litre olabilir.

NE ZAMAN SU İÇMELİYİZ?

Çok basit bir şekilde cevaplamak gerekirse; istek duyduğumuz an dememiz
mümkün. Bazı bünyelerin suya daha çok ihtiyaç duyduğu, bazılarının da azla yetindiği sıkça rastlanan
bir durumdur. En iyi yöntem ise az ve sık, özellikle de yemeklerin hazmedildiği saatlerin dışında
içmektir. Ancak güç sarfederken kesinlikle içmemeye çalışın ve karşılaşmalar sırasında sadece suyla
ağzını çalkalayan boksörleri düşünün. Eski zamanlarda madenlerde çalışanların da susadıkça bu
yöntemi denediği bilinen bir gerçek. Eğer bir defada çok su içerseniz günün birinde böbreklerin
iflas etme olasılığı çok fazla. Özellikle sabah yataktan kalkar kalkmaz ve de aç karnına bir bardak
su içmek ise tüm organizmayı temizleyerek, toksinlerden arıtıyor. Zinde ve dinç olmayı sağlıyor.

SU ZAYIFLATIR MI?

Elbette hayır. Aynı şey maden suyu için de geçerli. Bir gram bile kaybetme
olasılığınız yok. Durmadan su içmenin ve ardından tuvalete gitmenin kesinlikle incelmenize bir
katkısı bulunmuyor. Hatta dolaşım sisteminden kaynaklanan ve yaygın bir şekilde selüliti olanların
ise fazla su içmekten dolayı şişebileceğini de belirtmekte yarar var. Aşırı su içmenin sonunda
vücudun atmakta zorlandığı su, bünyede tutularak ödemlere dahi neden olabilir.

O HALDE NE YAPMALI?

 Suyu tatlandırabiliriz. Örneğin hoş kokulu ve dolaşımı hızlandıran bitki çayları
denenebilir. Ancak kesinlikle su atıcı ilaçlara ilgi göstermeyin; bu ilaçlar böbrekleri aşırı
yorduklarından istenmedik sonuçlarla karşılaşabilirsiniz.

YAZIN KIŞA ORANLA DAHA FAZLA SU İÇMEK GEREKİR Mİ?

Evet kesinlikle yazın daha fazla su içmeliyiz.
Özellikle yaz aylarında vücut ısındıkça daha fazla terler ve su kaybeder. Dolayısıyla su stokunu sık
sık ve kışa oranla daha fazla miktarlarda yenilemek şarttır.

MADEN SUYU MU YOKSA KAYNAK SUYU MU?

Her su tadına özellikle de içindeki madeni tuzlara ve
oligo-elementlere göre diğerlerinden ayrılır. Kaynak suyuyla, maden suyu arasındaki temel fark ise
kaynak suyunun sağlık üzerinde özel bir takım etkilerinin olmadığı ve maden suyu gibi değişmez bir
içeriğinin bulunmadığıdır. Bununla birlikte maden suyunun kaynak suyuna attığı fark öyle pek ahım
şahım sayılmaz ve beslenmeye özel bir katkısı da olmaz.

GERÇEKTEN DE DERİMİZDE BÜYÜK ÖLÇÜDE SU BULUNUYOR MU?

Evet cildimizin yüzde 50 oranında su
barındırdığı bir gerçek, ancak bu oran yaş ve cinsiyete göre değişebiliyor. Bebekler için yüzde
80′lere çıkarken, bu oran erkeklerde yüzde 60, kadınlarda ise yüzde 50 civarındadır. Derinin epiderm
tabakasındaki su miktarı altderi tabakasına göre iki misli fazla olup, cildin parlak ve ışıltılı
görünmesinde başrolü oynar.

BUNUN DIŞINDA VÜCUTTAKİ SUYUN BAŞKA İŞLEVLERİ VAR MIDIR?
Vücuttaki su, herşeyden önce acil
durumlarda organizmanın yıkanmasını sağlayan bir rezervuar olarak devreye girer. Temel görevleri
arasında vücut ısısını regule etmek ve cildi sağlıklı tutmak sayılabilir. Bu arada kozmetikçilerin
suya neden bu kadar fazla önem verdiği de anlaşılıyor. Son yıllarda üretilen kozmetik ürünlerin
içeriklerine bir bakmanız yeterli.